eski bir Ýstanbul sokaðý
arnavut kaldýrýmlarýyla döþeli her bir köþesi
her sokak baþýnda yanýp sönen lambalarý
mahalleden eksilmezdi seyyar satýcýlarý
evlerin çoðu tahtadan eski konak usulü
uzaktan bakýldýðýnda yýkýlacak gibiydi
babam anlatýrdý iç çekerek
söze baþlardý yokluk yýllarýydý diyerek
soframýzda deðiþmez yemeðimiz tarhana çorbasýydý
giydiðim urbam ya eski ya da yamalýydý
parlak renkli lastiktendi ayakkabýlarým
daha çocuk yaþýmda atýldým iþ hayatýna
okutmak istemiþti babam
ama ben çalýþmayý seçmiþtim
ne kadar yanlýþ karar verdiðimi
yýllar sonra anlayacaktým
hayat bana hep dik durmayý öðretti
mutluluðu hep doruklar da yaþasamda
yine de bir tarafým hep ezik kaldý
babam okuma mý çok istiyor þartlandýrmýþtý kendini
arkadaþlarýna anlatýyordu her gün gözlerinin içi gülerek
oðlum bir gün doktor olacak diye
caným anacým evden çýkarken sývazlardý sýrtýmý
Allah zihin açýklýðý versin oðul diyerek
aslýnda zeki bir çocuktum
ama bir o kadar da haylazdým
içimde ukde kaldý sýzlar yüreðim
babamýn hayallerini gerçekleþtiremedim
ne zaman göz göze gelsek
gözleri nemlenir hüzünlenirdi yüzü ...
Refik
26 . 12 . 2014
Ýstanbul
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.