MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

AVŞAR SÖZLÜĞÜ
Fatih Özkan

AVŞAR SÖZLÜĞÜ


AKLIMDA KALANLAR (Kayseri SARIZ - Avþarlar ýn kulandýðý kelimeler)

Alenmek. (dalga geçmek, ve durmak )
Alaveresiye. ( Öylesine )
Abari. (hayret sözü, þaþkýnlýk)
Ablak. ( parlak, yuvarlak, dolgun yüz )
Â. ( Aðabey, yiðit kiþi )
Aa. (ak, beyaz)
Acar. (yeni, taze)
Acar akça. ( Katýksýz, saf gümüþ para )
Acem. ( Ýran, iranlý )
Âarmek. ( yün, veya pamuksu maddeleri ip yapma durumu, döndürmek )
Avrat. (haným, kadýn, eþ)
Acep. (aceba)
Aralamak. ( sonuca baðlamak, çözümlemek )
Arþýn. ( Eski uzunluk ölçüsü birimi )
Aha, Ahacýk. ( burda, burada )
Âh ü zâr. ( Ah çekmek ve aðlamak )
Ahdetmek. ( Gayret göstermek )
Ahval. ( Haller, durumlar )
Aliyecii. (hepsi)
Al çuha. ( Kýrmýzý renkli yün kumaþ )
Alayýndan. ( Hepsinden )
Aciicik. ( Az, birazcýk, azýcýk )
Azicik. ( Az, biraz)
Asbab. (giysi)
Aþkar. ( Battal gazi’nin ünlü atý )
Aðýz baðý. (torba ve çuval baðlamaya yarayan ip)
Ayný. ( ayna, benzeri olan )

Baaa. ( þaþkýnlýk gibi )
Bab. ( Giriþ, kapý )
Babalý. ( Vebalý, suçu, günahý )
Bâde. ( içki, þarap )
Baðda. ( Çelme, çengel )
Baz. ( Doðan kuþunun erkeði )
Bartýl. ( rüþvet, haksýz para alma ve verme)
Bambullanmak. ( küf, küflenmiþ)
Bayek. ( az önce )
Bedesten. ( Kapalý çarþý )
Bezirgan. ( Tüccar )
Bibi. (hala, babanýn kýz kardeþine denir)
Bostan. (küçük bahçe)
Batcý. (ucu sivri sopa)
Badiye. ( çiniðin dörtde biri büyüklüðünde gab)
Bangýr bangýr. ( Yüksek ses)
Býlýz. (yaramaz geveze )
Bider. ( tohum )
Birdemlik. (gidiþ ve dönüþlerde sonu bildirir, birdemlik geldim, veya birdemlik dönmezcesine gidiyorum gibi)
Bire. (kiþilere hitap þekli)
Býldýr. (geçen sene, geçen yýl)
Belik. (saç örgüsü)
Boran. ( Yel, þimþek ve gök gürültüsüyle karýþýk yaðan ve kýsa süren zorlu yaðýþ )
Böbürlenmek. ( Öðünmek, kurulmak, kubarmak )
Bön. ( Burada, saf, temiz )
Bualek. ( inek, tosun, ökü gibi hayvanlarý sesiyle korkutan sinek)
Bissal, bissallek. ( birazdan, biraz sonra )
Biz. (köskerin ayakkabý tamirinde kulandýðý iðne)

Calýk. (banyo)
Cangama. ( münakaþa, tantana, tartýþma, )
Cavlak. ( budanmýþ, kesilmiþ, traþ sonrasý saçýn
kafada olmamasý, aðacýn tümüyle budanmasý.
Cayýr cayýr. ( Alevli bir þekilde yanan)
Cahil yâr. ( Genç, toy sevgili )
Cazýrtý, Cýzýrtý. ( Rahatsýz edici ses)
Celse. ( Oturum )
Ceren. ( Ceylan ) Cere. (su ýlýmasýn diye içine konulan çömlek kab) Cerek. (çadýr kurmada kullanýlan uzun aðaç)
Cemkirmek. (karþý tarafa ters cevap verip çekiþen)
Cendek. ( ince, zayýf, dalý budanmýþ tek, ince uzun kuru dal gibi )
Cýncýk. (cam parçasý)
Cýrcýr. (fermuar)
Cýrýk. ( Zayýf, çelimsiz )
Cýrnak. ( Týrnak, pençe )
Cýplak. ( Çýplak )
Cihan. ( Dünya )
Cirit. ( Atlý spor oyunu )
Cýlga. ( yaya olrak tek kiþilik yol, patika )
Cýyýndýrýk. ( kemikden ayrýlmýþ etin yaðlý veya uzun kopmayan sinir kýsmý )
Cobbuk. ( Suya, çamura atýlan veya çýkarýlýrken oluþan ses)
Cura. ( Doðan kuþunun diþisi )
Cura. ( Üç telli saz, tambura )
Cüda. ( Ayrýlýk )

Çala. ( eski )
Çalgý. ( garamýk ve zorkundan yapýlan süpürge çeþidi)
Çapulcu. ( yaðmacý, talan eden )
Çýkýn. (içine yiyeceklerin veya diðer eþyalarýn konulduðu bez)
Çýbýk. ( Ýnce aðaç dalý) Çarpý. ( Eski toprak evlerin tavanýný örten mertekleri ( yuvarlamalarý ) kapatmak için ve tahta yerine döþenen ardýç odunlar. Bu odunlara yartmaçda denir )
Çarka çalýk. ( Bilenmiþ )
Çeten. (saman tasýmaya yarar)
Çabýt. (bez bar çasý) Çýkla. (tamamen baþtan baþa)
Çer çi. (seyyar satýcý)
Çerpiz. ( angýt kuþu )
Çimmek. (banyo yapmak duþ almak)
Çepel. (bulaþýk)
Çeþm. ( Göz )
Çevþiri. ( Baþ örtüsünün , baþta dolanarak ucunun arkaya atýlmasý )
Çezmek. ( Çözmek )
Çalkamaç. (yoðurtdan yapýlan ayran, katýk)
Çýðýrýndan çýkmak. ( Terbiyesini bozmak, kötü yola düþmek, yoldan çýkmak )
Çýrpýþtýrmak. ( Atý mahmuzlayarak koþturmak, inceden çýrpmak )
Çýkýn. (içine önemli eþya koyulan. Azýk ve benzeri eþya koyulan bez bar çasýndan, çýkýn)
Çýkla. (sade, menekþe gibi kokar anlamýnda, sade)
Çið. ( Gerekli olgunluða eriþmemýþ, piþmemiþ )
Çonmak. ( Çökmek, çömelmek, konmak, oturmak )
Çokuntu. (toplanmýþ, kalabalýk)
Çödder.Çödderdi.Çöddermek. ( poposunun-kýçýnýn üstüne oturmak genelde köpeklere söylenilir)
Çöte. ( balýk avýnda balýklarý taktýðýmýz çatal olan ince aðaç dalý)
Çuha. ( ince sýk dokunmuþ tüysüz kumaþ )

Dabaz, dabaz olmak. (Alerji olup kaþýnma durumu, alerji)
Dane. (tane, veya bak bakarmýsýn)
Dahacýk, daha. ( orada, orda )
Darý. ( Mýsýr)
Darýsý. (Temenni, güzel dillekler sanada gibi, darýsý baþýna)
Dem. ( zaman )
Dem sürmek. ( mutlu rahat yaþamak )
Demin, ve Debiyek (biraz önce anlamýnda)
Dýkýlmak. (girmek)
Derya. ( deniz )
Debiyek. ( az önce, biraz önce )
Debissal. ( önce, az önce)
Deþirmek. (dilenmek)
Deri günü. ( perþembe )
Depik. ( ayakla vurulan, dövülen )
Diþi veya gancýk( erkek olmayan, erkek karþýtý)
Dingelmek. (ayakda durmak)
Divane. ( deli )
Dizgin. ( atýn aðzýna takýlýp yönetmeye yarayan kayýþ )
Döþek. (yatak)
Döþ. ( at göðsünün üst ve ön kýsmý )
Doru. ( Kýra yakýn at tüyünün rengi )
Don yeri. (çamaþýr yýkanýlan yer)
Doðranbaç. (çorba çeþitlerinin ve yoðurt katýk içine doðranan ekmek)
Dölek. (düz, düzgün durmak, uslu dur)
Duluk. (surat yanak)
Dulda. ( Himayesinde. kuytu yer. Yaðmurun, güneþin ve yelin etki etmediði )
Duralaþmak. ( sataþmak, uðraþmak. Kavga öncesi )
Durucu. ( duracak )
Damýn duluðu. (evin köþesi)
Daarmen. (deðirmen)
Duþka. (çene)
Düzen tutmaz tel. ( akordu bozuk saz )

Edek. ( edelim )
Evlik. (evin malzeme odasý)
Evraç. (yufka ekmeði evirip çevirmek için yastý aðaç parçasý)
Eðrice. ( saç trli, zülüf )
Elleham. (herhalde)
Elevetsiz. ( Geveze )
Emme. ( ama, amma, ammada )
Emmi. (amca)
Eþe. ( Ayþe’nin yörede söyleniþi )
Efilemek. ( yel vurdukça hafif hafif sallanmak, ýðralanmak )
Ellani. ( Abdest almak için geniþ yavlan gab)
Elvan. ( renkler, çeþit çeþit renk )
Erinmek. (üþenmek)
Elice. (tava)
El. ( baþkasý, yabancý )
Ehtiþam. (Buna raðmen, ibretialem için)

Filteker. (çatal iðne)
Fallik. (sevimli, gözüaçýk anlamýnda bayanlara söylenen)
Ferman. ( Patiþah buyruðu, buyruk )
Fýrýþtak. (fýrýldak, topaç)
Firtik. (uyanýk gözü açýk bayanlar için söylenir)
Firkat. ( ayrýlýk )
Firez. ( anýz )
Fiston. (entari dolama etek)
Fistan. (entari etek)
Fiþþek. ( yoðurttan yaðý ayýran 2m uzunluðunda saðlam deynek)
Fiyyo. ( Elle aðýzdan çýkarýlan ince düdük sesi)

Gatýk. (yoðurdun özenmiþ hali)
Gacele. (çekil,çekilirmisin)
Garez. ( kötü niyet, kin, öç alan anlamýnda)
Gadasýný aldýðým. (derdin belan bana gelsin, sana gelen kötülük bela bana gelsin anlamýnda)
Gam kasavet. ( tasa, kaygý, üzüntü )
Gancýk veya diþi .( Erkeðin karþý cinsi)
Ganeviz. ( küçük cam saklama gabý)
Gantarma. ( Pece’nin iki yan tarafýnda aðaç tahdadan yapýlmýþ olan, üzerine odayý aydýnlatmasý için konulan ÝDARA için yapýlmýþ )
Gavlak, gavlamýþ, gavlatýlmýþ ( aðaçýn kabuðundan soyulmuþ hali )
Gavurga. ( Gavrulmuþ buðday, nohut gibi)
Gavruk. ( Gavrulmuþ çekirdek)
Gâvur, Gâvýr(müslüman olmayan, münafýk)
Gazi. ( taký olarak süs altýný )
GERMEÇ . ( yýkanmýþ çamaþýrlarý kurumasý için gerilmiþ saðlam ip veya naylon ip )
Gökcek. (güzel yakýþýklý)
Gýcýk. (sinir edici, hoþ olmayan)
Gýmçýtmak. (koparmak ucundan almak)
Go.Gýybet.Golamak. (gýybet dedi kodu)
Gýymýk. (odun parcasý)
Gýrkmak. ( saç traþý, veya goyun yünü kesmek )
Gýrklýk. ( Koyunun yününü kesme makasý )
Gidik. ( gitmiþ )
Gayna. (þiþe, kavanoz)
Gonðursu. ( bez veya çabýt yanmýþ hali, küçük yaralanmalarda kanayan yaranýn üzerine konulurdu )
Gop. (koþmak,çabuk hýzlý gel anlamýnda)
Goyak. ( Daðlarda derelerde oyuk olan yer )
Gada. (dert)
Göo. (yeþil)
Gög. (açýk yeþil)
Görek. ( görelim )
Gözer. ( iri gözlü kalbur )
Gumacýk. ( bir cins sinek)
Guþene. (tava)
Gode.Gövde. (vücut)
Gukkuðu. ( ibibik kuþu )
Güvarmek. (yeþermek)
Güccük. (kýsa ufak)
Güman. ( kuþku, þüphe )
Güpürtü. ( yüksek kalýn ses)
Güvel ördek. ( yaban ördeði )
Gabýt. (pardüso, kaban)
Gubur gusasýca. (kan kusmak)
Gablýk. (tencere tabak konulan dolap,terek)

Ham. (yetmemiþ olgunlaþmamýþ)
Hambal. ( yük taþýyan insan)
Horanta. (evdeki nüfus aile)
Hotaz. ( bayanlarýn saçlarýnýn daðýnýk veya fes büyük gösteren )
Höbek. ( toprak, çakýl ve taþ toplanmýþ toplu hali tümsek )
Helke. (su kovasý,su taþýmaya yarar)
Hezen. (evlerde en büyük aðaç tomruk, evi taþýyýcý aðaç)
Halaka. (cadde,sokak)
Herif. (erkek,kadýnýn kocasý)
Halik. (küçük taþ)
Hýnzýr. (domuz)
Hýzýr. (tez,ileten, yetiþtiren hýzlý)
Hulemek. ( yýðmak, biriktirmek, çok, fazla gibi)
Hüs. (konuþma veya sessiz ol)
Hüngür hüngür. ( Çok aðlamak)

Irbýk. ( el yüz yýkama ve abdest almaya yarayan içine su doldurulan bakýr gab)
Icýk. (az ,biraz,azcýk)
Ihýcýk. ( burda veya burada aha gibi )
Islýk.Iþlýk. ( Haberleþme amaçlý aðýzla çýkarýlan ses)
Istar. ( Halý kilim dokuma tezgahý )
Iþmar. ( iþaretleþme)

Ýdara. (ýþýtmak aydýnlatma lamba görevini gören honi biçiminde gazla yanan lamba)
Ýlançe. (büyük leðen)
Ýlahane. (lahana)
Ýlenger. ( yastý kab)
Ýliþkir. ( et sucuðu )
itaa. (ekmek yapýlýrken yere serilen bez)
Ýþlik. (gömlek)

Kayýl olmak. ( razý olmak )
Kör püsük. (nankör kedi)
Kevgir. (yemek süzmede kullanýlan delikli kap)
Kevreme, kevretmek. ( yufka ekmegi sobanin üzerinde pisirme, kizarmis hale getirme durumu )
Kele. (bayanlara hitap þekli)
Keleþ. (güzel)
Kelep. ( ip. Ýpin 30 cm uzununa sarýlmýþ hali )
Kerpiç. Kerme.Tezek ( hayvanlarýn dýþkýsýndan, kýþýn ýsýnmak yakmak amaçlý yazýn kurutulur )
Könçek. (bezden dikilen elbise alti,bayan giyeceði)
Köngele köþ. ( kafa üzeri takla atmak ve kafayý yere koyup dönmek)
Kirmen. ( döndürülerek yünü ip yapmak için aðaçtan yapýlmýþ alet.
Kirkit. (halý kilim dokumak için taraklý demirden yapýlmýþ alet)
Kimken. (bazen, bazan)
Köküç. ( toprakdan bir þeyi çýkarmaya yarayan ucu sivri bir deynek )
Köynek. (fanile,fanila)
Küllük, bokluk. ( Sobada yanan külü veya hayvanlarýn dýþkýsýný atýlan yer)

Lo. (toprak damlarda yaðmur yaðinca ev akmasýn diye çekilen taþtan silindir)

Manadura. (domates)
Manak. ( Yufka, yuka ekmekle küçük parçaya bölerek büküp üçgen þeklinde içine yoðurt veya pekmez vs alabilmek)
Masasimek. (dikkate almak veya almamak)
Makat. ( aðaçtan yapýlan þark köþesi, somye, karyola, gibi)
Malamat. (rezil,ve periþan bir vaziyyet)
Mamir ( memur, yetkili)
Metelik. ( Para )
Mezer. (mezar)
Mefte. ( Ölü )
Merem. ( Dert, proplem)
Meymenetsiz. (bakýmsýz saçý taranmamýþ çirkin bakýmsýz)
Mineg daðýla. (evin barkýn yuvan yýkýla)
Manihulle. (boþ hayal)
Mýngýr. ( para anlamýnda)
Mýk. (büyük çivi)
Mýkýyet. ( Sahip ol, sahip çýk, koru, dikkat, dikkat et, tembih sözü)
Mariyese. (meðerse)
Melefe. (yorgan yüzü)
Miltan. (gömlek)
Mertek. (evlerin iç tavanina döþenen kalýn aðaç)
Midit. (mesesin ucundaki iðne çivi)
Meses. (uzun deynek)
Muþamba. ( Naylon)
Musul. ( büyük baþ hayvanlarýn içine saman ve benzeri yiyeceklerin konulduðu aðaçtan oyularak yapýlmýþ kab )

Oba. (el, baþkalarý)
Oðorlamak. (hýrsýzlamak, çalmak)
Oluk. (çeþme)
Okuntu. (davetiye)

Ökelenme.Öfkelenme. (sinirlenme,söylenme,kýzmak anlamýnda)
Ökenmek. ( taklidini yapmak )
Örk. (kazýk, hayvaný baðlamak)
Ötaan. (dün,önceki gün)
Öteberi. ( alýþveriþ, kumanya, erzak)
Örtme. (evin giriþ kýsmý,antre)

Pança. (avuç)
Patýrtý. (kesilen hayvanýn can verme durumu, þiddetli çýrpýnan)
Patavatsýz ( zamansýz, yersiz gereksiz, söz söyleyen)
Paldýr küldür. ( Aceleci, acele, periþan vaziyetde olmak)
Puka. (atýn ve tayýn ayaðýna vurulan kelepçe,uzaklara kaçmasýn diye)
Püsük. (kedi)
Portma. (evden ahýra merdivenle inmek için dört köþe delik)
Pece. (baca)
Pürçüklü. (havuç)
Peþkir. (havlu)
Patlak. (pilastik bidon)
Pýrttý,Pýrtmak. ( Herhangi bir þeyin takýlý olduðu yerden çýkmasý veya kaymasý. Örnek olarak elimden kaydý veya kanca takýlý olduðu yerden çýktý düþtü Gibi)
Pýrtý. (bez, kumaþla dikilmiþ her türlü çamaþýr)
Pusmak. ( saklanmak, gizlenmek )

Sabi. ( çocuk, sübyan )
Savuþturmak. (uðurlamak göndermek )
Sepili. ( ? ? ? )
Sikke. (Yere çakýlan demir,bu demirede at,tay,inek,buzaðý,ip veya sicimle örk lemek)
Savan. (yere serilen ince dokuma)
Sayrý. ( Hasta yatalak )
Saðan tasý. ( içine süt saðýlan büyükce gab) Siyersiz. (Her seye burnunu sokan)
Sývýþmak. ( arazi olmak, yapýlacak iþten kaçmak, gaytarmak )
Sýtký.Sýtkiy.Sýtkýmý ( gerçek, gerçemi, doðrumu, harbi gibi)

Þaplak. ( tokat, avuç içiyle vurma þekli)
Þelek. ( sýrtýnda taþýnan yük )
Þitil. (küçük kova)
Þimþir. (parlak)
Þimdik (Þimdi)
Þo yan, þu yandan, þo yanda. ( Burda, burdan, bu taraf)


Tavatýr. (çok iyi, çok güzel)
Tevir. (çeþit)
Tasma. ( demirden halka )
Tekme.Tekmeleme ( ayakla vurma, durumu)
Terþi. ( iki ipi birleþtiren, kývrýlmasýna yarayan alet )
Týrsma, týrsmak. ( korku, korkmak)
Toot. ( it, köpek boynuna takýlýr ucu sivri demir tasma )
Topak. (yuvarlak)
Tor. ( tor tosun, olgunlaþmamýþ, genç, taze, yeni, acemi, iþin ehli olmayan )
Töremiyesice. (çocuðu olmayasýca, olmasýn çoðalmasýn anlamýnda)
Tolu. (dolu)
Tavsýr. (resim,fotograf)
Tahtalý. (tahdadan yapýlmýþ oturak,somya)
Tý, veya Tý dutmmak. ( koyun ve kuzularýn sýcak havada bir birine sokularak gölgelenmesi )
Týnaz. ( kýskanma veya nazar etme )
Tuallanmak. ( yerde herhangi bir matarialý döndermek, veya yerde yatarak kiþiþinin dönmesi)
Tummak. ( suya dalmak )

Uluk. (çürümeye az almýþ veya çürümüþ)
Ulu orta. ( alenen, açýk, açýkca )
Urgan. (ip)
Uðrun. (gizli saklý)
Ufluk. (Büyük buçak, býçak)
Ufra. (ekmek yapýlýrken ekmek tahtasýna atýlan un)

Üflük. ( Islýk, aðýzdan çýkarýlan düdük sesi)

Vala. ( ipekden dokumuþ ince baþ örtüsü )
Vakýrdamak. ( kaynamak )
Vacibi. (kurnaz,yaramazlýk yapan)
Výzýrdama. ( Ses çýkarmak, arý sesi, çok konuþmak)
Výdýlý. ( El ile fýrlatýlýp hedefe atýlan deynek)

Yamac. (karþý, taraf)
Yampýrý. ( Yan, yamuk, eðri, eðik gitmek veya durmak gibi)
Yalbýrdak. Yalbýr (tek baþýna üçtü açýk, çýplak, çýplak ayak, gibi)
Yal. ( un ve ýlýk su ile karýþtýrýlmýþ köpek, it yiyeceðý )
Yunak. (çamaþýr)
Yavlan. ( yastý)
Yayýk. ( yoðurdun yaðýný çýkarmaya yarayan derince oyulmuþ genelde çam aðacýndan yapýlýr)
Yunak yumak. (çamaþýr yýkamak)
Yunak taþý. (çamaþýr taþý)
Yadýrgý. (yabancý)
Yaalýk. (mendil eþrap)
Yel. (rüzgar)
Yeelmek. (þýmarmak)
Yellenmek. (osurmak gaz çýkarmak)
Yekinmek. ( oturduðun yerden kalkmak, doðrulmak )
Yeyni. ( hafif, aðýr olmayan )
Yum, yummak. ( aðzýný kapamak veya göz kapamak örtmek anlamýnda )
Yumak. ( Yýkamak temizlemek veya ipin sarýlmýþ hali )
Yumuþ. (istek, iþle ilgili istek genelde büyüklerin küçüklerden istekleri,bana su verirmisin gibi)
Yülüme. (sac sakal kesmek veya traþ etmek)
Yüleme. (býçak ve kesici aletleri keskin hale getirmek)

Zýrzavat. (kullanýlmayan eski eþyalar, parçalar)
Zýllýmak. (Oyun bozanlýk )
Zývralama. ( Saçmalama, abuk subuk, gereksiz konuþma)
Zibil. (tezek, kermenin parçalanmýþ hali,veya küllükde birikmiþ kül e denir)
Zangýr zangýr. ( aþýrý titreme durumu)
Zahar. (galiba ,sanýrým anlamýnda)
Zurba. (galabalýk, kalabalýk gelen veya giden kiþiler)
Zahmeri. (kara kýþ soðuk)
Zevzek. (saf salak)
Zoldurzop. ( Birden bire, aniden gelmek veya girmek)
Zuk. (cesaret, gücünü kanýtlama, kola vurulan bir oyun davul zurna eþliðinde,genelde düðünlerde oynanýr)
Züðürt. ( fakir parasý olmayan )

Fatih Mehmet Özkan.

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.