YAŞIM ON İKİ
Yetim bir kýzýn yüreðinden...
Henüz kýrk gün almýþtý on ikisinden yaþým.
Saçlarý tarak görmemiþ
Yoksul hanemizin pasaklýsýydým.
Kir pas içinde elbisem
Çorapsýz ayaklarýmda pembe lastiklerim vardý.
Ama yetiyordu dar sokaklarda koþmaya
Akranlarýmla saklambaç oynayýp mutlu olmaya.
Kývýrcýk saçlý çakýr gözlüydüm.
Çok tatlý ve güzel bir kýzsýn sen derlerdi bana
En çok da babam söylerdi.
Annem daha az...
Þýmarmamý istemezdi tabi.
Yoksulluðun verdikleriyle yetinirdim
Ve onlarla olabileceðim kadar mutlu olurdum.
Ne yapsýn zavallý babam ?
Üç yýl önce geçirdiði kazada sakat kalmýþtý bir bacaðý.
Fabrikada bekçilikten ala yapabileceði bir iþ yoktu.
Kýt kanaatin aynasýndan bakýyorduk kendimize.
Velhasýl...
Tam da en mutlu günümüzü yaþamak üzereydik.
Bunun için dokuz ay beklemiþtik deðil mi baba ?
Hani ’Abla oluyor benim çakýrým’deyip duruyordun.
Bir gece gelen telefonla apar topar fýrlamýþtýn yataktan.
Gürültüne ben de uyanmýþtým.
’Hastahaneden arýyorlar Çakýrým abla olmuþsun’demiþtin.
Ama nedense yüzün bir garip olmuþtu baba.
Gülüþleri eksik bir heyecanýn vardý.
Neydi mutluluðunu perdeleyen baba ?
Anlam verememiþtim çocukluðumdan.
Öyle gitmiþtin hastahaneye saat üç mü neydi ?
Tabi uyku girer mi bu çakýr gözlere daha ?
Güneþle beraber geleceðinizin heyecanýný
Ve o çocuksu mutluluðunu yaþýyordum.
Abla oluþum dank etti birden kafama.
Yaþým henüz on iki.
Kendimce toparlamaya baþlamýþtým ortalýðý.
Elim yüzüm kapkara olmuþtu sobayý yakayým derken.
Ama baþardým zor da olsa.
Ýlk defa çay demlemiþ sofra kurmuþtum.
Umut Can’ýn beþiði hazýrdý zaten.
Pasaklý þaçlarýmla baþýmý cama yaslayýp
Çakýr gözlerimi o dar sokaðýn sonundan alamýyordum.
Ha geldi gelecekler..!
Ha göründü görünecekler..! derken.
Yenik düþmüþ gözlerim yarým kalan uykuya.
Öyle bir titreyerek irkildim ki,
Gözlerim fýrlayacak gibi oldu birden.
Yediye kurmuþ çalar saatin zilini babam.
Soba sönmüþ çay soðumuþ
Ve güneþ çoktan doðmuþtu.
Yeniden yaktým sobayý
Çayý yeniden kaynattým.
O gün okulu da astým tabi.
Babam ve kucaðýnda kardeþimle annem gelecekti.
Duran arabanýn sesiyle fýrladým kapýdan.
Umut Can babamýn kucaðýndaydý.
Sandým ki,
Annem hasta ya,inemedi arabadan.
Ama ne inen vardý ne gülen.
Ne de babamdan baþka gelen...
’Cennete...’dedi hýçkýrarak kan çanaðý gözlerle babam.
’Cennete gitti annen’
Hatýrlamýyorum sonra geçen bir kaç saati.
Geçmiþim o çocuk halimle kendimden.
Umut Can’ýn aðlamasýna ayýlmýþým.
Sonra ben de çok aðlamýþým.
Kucaðýma ilk koyduðunda Umut Can’ý babam,
’Bak bu senin hem kardeþin hem oðlun,
Sen de buna hem abla hem de anne oldun’ dedi.
Henüz yaþým on iki.
Ýþte ben o gün büyüdüm baba.
Ben o gün çok büyüdüm.
Artýk o günden sonra her sabah
Saatin zilini ben kapattým.
Ve sobayý hep ben yaktým...
_________________Murat BULUT
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.