"Annem gözyaþlarý için, ekmek kýrýntýsý gibi deðerlidir derdi."
Cemal Süreya
hayalin bunca oyalamasaydý yüzümdeki çocuðu
-çatýk kaþlarýna geç kalmazdým inan-
þapkamdaki ponponla dertleþtim bir süre
kardan adamlarýn yüzünü öptüm
kitaplarýn içinden cümleler seçtim ikimizi bulduðum
altýn yaldýzlý kalemlerle çizdim yalnýzlýðýmý
ne çok þey anlattý ayrýlýklar
oturtup dizlerine
okþayýp saçlarýmý beyaz saçlý babaanne gibi
elime sýrlardan boncuklar verip
nasýl dizeceðimi sabrýn misinalarýna
bir gözyaþý
bir suni mutluluk
saatlerin bilek ve duvar süsünden öte olmadýðýný
söylenmemiþ cümlelerin bir ruhu nasýl aðýrlaþtýrdýðýný
kurþun dökmeli bir melek
-kalbimin büyüteçle okunabilmesi için-
ölümlerden anladým
herkesin biraz kendimden eksildiðini
ve benim gidenlerden
poðaça ve kekler yaptým çocuklara
kuþlara serptim kýrýntýlarýný
ve kedilerin tüylerini bastýrdým sýzlayan avuçlarýma
mýrladýkça büyüyen gözbebekleri için
þýmaran çocuklar
ve çatýlara yuva kurana dek acýkmasýn diye güvercinler
ben oyaladýkça kendimi
yordukça
-kýsaldý O’nunla aramdaki mesafeler-
çok þey öðretti gidiþler bana
Allah’tan sonra aþký, analarýn ayaðýnýn altýnda arasaydýk
belki kaybolmazdýk - bir yanýlgýda-
ki aþk; seninle oynadýðým en acýklý oyundu!
-çocukça-
soulmate