gece yarýsýný bilmem kaç çeyrek geçe
bir cenin
üstelik eski kýrýk bir vakitte
güneþi bile beklemeden
yorgun bir nefesle
düþtü eteklerinden menteþenin
pür telaþ aralýðýn yirmi dördü
pür soðuk
menteþe karanlýðýn pençesinde
eksi on üç derecede
bense üþümeyi bile beceremem
bildiðin gibi deðil kimsesizlik
illa ki yakacak
hangi yana çevirsem baþýmý
dumaným gözüme kaçacak
ana kucaðý
baba ocaðý
derken aralýk aralýðý kovaladý
ne kucak kaldý saklandýðým
ne de ocaðý babamýn
duydum ki çok özlemiþsin
güldüm geçtim
hatta eylül çocuðunun kestane saçlarýný
benimkilere benzetmiþsin
burada durdum
geçecektim
gülemedim diye vazgeçtim
demek bu kadar çok koydu yokluðum
oysa ben ne güneþin kýzý
ne de gecenin oðluyum
kabul
biraz asi
biraz yabani
biraz mavi
biraz havai
ama en çok serseri bir yalnýzlýk çoðuluyum
bana seçme þansý vermemiþsin
ne gökte parlak yýldýz
ne yerde yeþil filiz
ne ýrmak
ne deniz
ne de pembe bir hülyanýn
kirpiklerde býraktýðý iz
hiçbirisi deðilim
ömrüme ömür verecek olmuþ o mübarek insan
ona da itiraz etmiþsin
aldanýp birkaç süslü kartpostala
ayrý(lý)k tohumu serpmiþsin
öykümün satýr aralarýna
öykü dedim de
hatýrlar mýsýn
hani hava kararýnca sokaða çýkmam yasaktý
ve duvarlara yazý yazmam da
oysa
gece boyunca bütün sokaklar içime akardý
ve sokaktaki bütün kimsesiz çocuklar
kaðýt mendil deðil
el deðmemiþ mutluluk satardý
‘’bir alana üç bedava
alsana bey amca haným abla’’
gözlerim kepenkleri açýk býrakýlmýþ
iki ýþýltýlý vitrin camý gibi hep o çocuklara bakardý
her çocuk bir diðerine umut
her umut bir çocuða lunaparktý
sen bilmezdin
içim benimdi
içimden geçen sokaklar da
sokaklarýn duvarlarý benimdi
duvarlarýn beyazlarý da
sokaklarý çiðnedim de var gücümle
tutup kimsesiz umutlarýn ellerinden
seni ezip geçmedim
ne tek bir harf yazdým
sadece benim olan o sokaklarýn duvarlarýna
ne de mutluluk pazarladým
binip yükselen bir dönme dolaba
ki ben kýþ deðil o vakitler
sýmsýcak yazdým
sadece birkaç renkli resim
senden gizli çizdiðim
ve sonrasýnda senin hýþmýndan korkup
bütün renklerini içtiðim
iþte
o gün bugündür dilsizim
o gün bugündür sessiz
o gün bugündür isimsizim
o gün bugündür renksiz
ama unutma her insanýn bir denizi vardýr
bir de ýrmaðý
bazen boðulduðu bazen taþtýðý
þimdilerde þarjörü týka basa dolu bir silah taþýr ellerim
öyle bir an gelir ki söz geçiremem parmaklarýma
arka arkaya ateþ ederim
büyüdükçe büyür hedeflerim
adam oldurmaya yemin ettiklerim var
onlarýn yüzü suyu hürmetine
emin ol
hiç adam öldürmeye teþebbüs etmedim
bak gördün mü gene aðlattým aralýðý
farkýndayým
senin gözünde azýlý bir nankör
ve sürekli ýskalayan beceriksiz bir silahþörüm
olsun
aynaya baktýðýmda
düþündükçe büyüyen
büyüdükçe direnen
direndikçe güçlenen
bir ben gördüðüm
tam kýrk iki düðüm
düþündürdü son söylediklerin
hatta belki biraz abarttým
küçük bir kahkaha bile attým
demiþsin ki eylül çocuðuna
‘’dönsün affedeceðim’’
aralýk aralýða
karanlýk aydýnlýða
gidenler kalanlara
daðlar birbirine
yollar bir bilene
dünya belki tersine
bir þeyler
birileri
durmadan dönecek
gücün varsa onlarý affet
her aralýk yirmi dört ayar ayrýlýk
her ayrýlýk yirmi dört ayar yalnýzlýk
dönmeyeceðim
aðla aralýk