Gök yüzü mavi, ama annem masmavi! Çocukluðum da, annemin ayaðý kýrýlmýþtý, kimi hatalý uðraþlardan sonra, hastaneye yatýrdýlar, korkmuþtum... Küçüktüm, içimde sorular birikiyordu, hani, ameliyatý geçtim en berbat soru, "Ya annem ölürse?.." idi. Ýlk gece, uyku tutmamýþtý, hem, yalvarmayla karýþýk, hem de, Allah’ýna kadar saydýrmýþtým Tanrýya... Aþk bu! Sonrasýnda, sevmenin kotalý bir þey olduðuna inandým, ilk iþim, okuldaki sevdiðim kýzdan, vazgeçmek oldu "alçakça..." Ben, "Herþeyden çok annemi sevmeliydim," eðer baþkasýný seversem bu, anneme olan sevgimden eksilir, diye düþündüm, çocuk aklý iþte... Ýtiraf ediyorum, o gece, sabaha kadar, sadece annemi sevdim, bildiðim, bir buçuk duanýn hepsini okudum, (Baþka da bilmem) ettiðim sitemin, küfürlerin sözlüklerde yeri yok... He kurban, belki de, ben o gece adam oldum. o gece, bir kadýný, adam gibi sevmeyi öðrendim. Þimdi, kim bilir sýrf annemi o gece, öyle, ölesiye sevdim diye, ben böyle bir adamým... He gülüm, belki de, o yüzden kimse benim gibi sevmiyor! Atilla Yüceak Aralýk 2014 Araþtýrmacý Yazar -Þair Sosyal Medyada Paylaşın:
yüceak Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.