Zeytin Daðý’nýn doruðundan Bir dal uzat dünyaya Topla kendini, kalk ayaða! Ne olur aðlama! Ve aðlatma beni Kudüs Susmam bak sonra Sen devam edersen aðlamaya
Neden yine kýrýk o Ummanlara sýðmayan gönlün Niçin gözyaþýyla dost, tebessümle küssün sen Oysa mutluluk güneþinin Tepelerinden doðduðu Bir mübarek kentsin, Kudüs’sün sen…
Hem Muhammet Mustafa’yý Yedi kat semaya Yolcu edip gezdiren bir mübarek üssün sen Hem Musa ile Ýsa’yý, onca rasulü ve enbiyayý Kucaðýnda emziren Kudüs’sün sen...
Gece gündüz, gönül gözümüzle gördüðümüz Bir mübarek düþsün sen Mescid-i Aksa sende, sen de yeryüzünde Bir aziz ziynetsin, nadide bir süssün sen…
Dün onlarca nebinin Yüz sürdüðü bað-ý bülbülsün sen Ama bugün Kara postallarla çiðnenen Endülüs’sün sen Dikenlerin arasýnda, yapayalnýz, Ýstanbulsuz Baharsýz kokusuz, parýltýsýz pulsuz Solup giden gülsün sen…
Görür mü tekrar, ruhlara haz sunan pýnarlarýn Kýtalara sýðmayan Koca Yavuz’u Muhteþem Süleyman’ý, korkusuz Selahaddin’i Bildirir mi bilmem bir gün Deli rüzgârlarla yarýþan bir yiðit Hat bilmeyen katillere, bir kez daha haddini
Çileni çözdüm, mübarek Kudüs senin Sen var ya sen, uygarlýklarýn þantiyesisin Daðýnýk olur malum, biraz þantiyeler bilirsin Devam edecek, kendimizi inþa etmeden Tozun, dumanýn, sisin…
Mesut ÖZÜNLÜ Sosyal Medyada Paylaşın:
Mesut Özünlü Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.