Göz ucunda beliren aydýnlýðýn krokisi çizilir gün ortasýnda,
Yeþilin her tonu kör bakar kara suyun aðýrlýðýnda…
Bakmayýn hüzün yumaðý sardýðýma
Gözler karanlýklarý oyalar þaþkýn ürkek
San ki, yamaçlarýma kar yaðdý üþüyen iç dünyamla,
Kasým ayazý ekim’in kucaðýnda beslenir
Çok kelimeleri yakar dimaðýnda
Hüzünleri yaprak yaprak yýrttý
Döktü acýlarý bedeninden
Utanmayan kör duygularý törpüledi
Sonra ki, ertesilere
Saniyeleri kovalar gizliden yelkovan eþliðinde
Tükenen umutlarýn delik noktasý düþtü yine
Hayalin torbasýndan acý feryatla
Kara parçasýnýn en karasýna büründü tenler
Yeþeren filizlenen hayatlar
Emek kavgasýnda yenik düþtü
Haykýrýyor gölgesine vurulan serzeniþler
Yollarýný bekleyecek yarým kalan sözler
Tutunamayan eller dokunasý hasretlere
Daha nereye daha kimler
Çarpýyor içime doðan hüzün duvarlarýma
Dökülür çelme takan duygularým
Soðuk taþlarýn gölgesinde umutlarýmýz dualarýmýzda kilitli kaldý,
Rüzgârýn esintisinde uyanýr toprak mucize olur belki…
Kömür karasýna verilen ömürler, gel de yak þimdi buram buram acýyý sobada …
Nurcan Bingöl
05/11/2014