AH MELAHAT
AH MELAHAT
Ana ocaðý el ocaðýna çevrileli,
üstüne ,iki yahut üç sene devrileli,
adamýn birine uçarý gönlünü vereli
bir gönül , bir de çocuk sütten kesileli,
aklýný, alaca gökte teslim edeli,
adýnýn önüne eklenmiþ bir de, ‘’deli’’.
Ah Melahat…Deli Melahat…
Taþ bebekleri sarmalar o günden beri,
uyurlar koyun koyuna,
yýkýntý evleri kendine dost edineli.
Kaç bebe emdi o süt akmaz memelerini,
kaç bebe çaldý uykulu gecelerini,
tütün sarýsý parmaklarýnla pýþpýþlayýp,
kaç kez uyuttun fistanýnda o melekleri.
Ahh..
Köþeyi dönünce Arnavut parkeli,
dut aðacýnýn baðrýna yaslanmýþ,
duvarlarý lila, sarýya kaçkýn pencereli,
böyle deðil , bu Melahat’in hayali.
Evi deðil , ev edindiði harabeyi,
gelin arabasýnýn önüne atýlan çocuklar misali,
sokar gözünüze Melahat’in elleri.
Ýnce beli daldan geçkin,
az seçkin
az da cilveden býçkýn,
fistanlarý ‘’yeni yetme’’, tabirince,
mor menekþe dikmeyi düþlediði,
boþ saksýlarla süslediði
penceresinde oturur, cam güzeli.
Çiçeklerin solduðu tavda girmiþ ellisine,
sorarlarsa senesini,
çevirir gözlerinin gerisini.
Alýr eline deðnekleri,
kýrar çöp tenekelerinin belini;
vurur týnlatýr,
vurur çýnlatýr,
ardýndan bir de türkü patlatýr.
düþürür eteklerine gözlerinin yeþilini.
Açar yaralarýný,
saçar incilerini,
kan damýtýr sözcükleri.
O gün ve ardýlý iki gün,
sokaklar evi,
evler sokaklarý,
tenekeler yastýk,
gökyüzü çarþaf,
giyinir üstüne.
Ay da canýna canan.
Üç günün hesabý sona erince,
yine o boþ saksýlarla süslediði,
sarýya kaçkýn penceresi onaracak düþlerini.
Ah Melahat…
Ekmek yemez, yemek istemez,
þairane türkçesiyle;
‘’bir tek sigara…
yakabilir misiniz…
çakmak istemez…’’
o dar sokaklarý þenlendirir dili.
Lila hayalli, o akýntýlý evde,
kara tomrukta tavana asýlý hayalini,
bulmazdan üç gün evveli ;
kollarýný baðlarla daðlayýp,
üstüne üþüþen sinekleri,
boynuna geçirdiði ipe dizip,
koynunda öldürdüðü günden beri,
sokaklar da üþür Melahat’ýn bebekleri.
15.10.2014
Havva Kýlýç
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.