temmuzun sarý sýcaðý vururken topraða kanter içinde çapasýný sallýyordu bir kadýn ayakkabýsýz bir çocuk aðlýyordu tarlada kara sinekler yalarken gözlerini
sýcak ve sinek bir parçasýydý anayla oðulun yaþam mücadelesinde
akþamýn paydos düdüðüyle birlikte içten içe buruk bir sevinç belirdi gözlerinin ta derinliklerinde
öyle ya artýk akþam olmuþtu gelecek sabaha kadar anayla çocuk beraber baþ baþa ne büyük mutluluk
okulsuz kitapsýz ve kültürsüz geleceðe yetiþen bir büyük nesil aðlama çocuk olsanda sefil