ADIN NE SENÝN….
Adýn ne senin ilk ay’dan baþýmda duruþun
Ocakta kýzgýn ateþler
Ben de kýzdým hem de gözlerimden
Kýzgýnlýktan tükürdüðümde sokaklar onu
Saatler dokuzunda yürüyordu
S/ektirdim tüm kelimeleri tüm yerlere
-kaçma lan kaçma- dedi bekçilerin düdükleri…
Göðsünde kedileri emziren kadýnlara sýðýndýn
Baþýmda artýlarla (+) ben
Eksilerimi tamamlayan “ ondan sonra” negatifim (-)
Hepsi nötrümde çýplak bir bakýþ dýþarýsýna
Dönerse dönsün dünya
Ay ýsýtsýn geceyi
Güneþ doðmasa da olur pencereden içeri…
“Ne kadar içten ýsýnýyorsa yüreðim o kadar barýþýk kalabilirim yataðýmla ve ben tüm gökyüzünü yorgan yapmýþým zaten üstüme…”
Ýlham/i açacak karþýdaki bakkalý
Simitçiler geçip gidecek sen nurlu yataðýnda uyurken
Her açýldýðýnda gözlerin bir roman sunacak güneþe bakýþýn
Kahvaltýnda aç karna iki lokma bir þiir okurken
Yine küçük bir þiiri çalan bir çocuðu kovalayacak bir çýrak
-kaçma lan kaçma- sesleri arz edilecek dizelere
Sen yazmaya çalýþýrken zaten sayfalarý doldurmuþ olacaksýn…
( ben arkandan kovalayan küçük bir çýrak, sen büyük romanlarýn sayfasýnda adýnla…)
Ve ben gülüp duracaðým
Tarihler yazmasa da
Ben itiraf edeceðim hiçbir zaman ve hiçbir þekilde seni okumadýðýma
Eðer ki iki satýr yazabilirsem bir gün bir çýnarýn altýnda saat dokuzda yazacaðým
Kim bilir senden esinlendiðim bir þiir dile gelir
Rüzgar dallara mýsralar kendinle konuþur
“Ondan Sonra, dokuzu beþ geçe”