Zaman aðaç yapraklarýnda mevsim koleksiyonu yaparken
Eylül gölgesinde toplanýyordu þairler
Aþk Tanrý selamý veriyordu o sýrada düþlere
Kýrýta kýrýta esiyordu rüzgar hayallerin üzerinde
Öylesine bir günü süslüyordu Tanrý iþte
Notalarýn resmini çizerken kalbime ölüm
Ben ben yine seni seviyordum gülüm
Kadýnlar iyi adamlarý sevmiyor diyordu þairin biri
Þiirler küsüyordu hayata
Bir ilham perisi badem soyup yediriyordu sözlerine
Badem gözlü çocuklar doðuyordu gözlerinde,
Gözler ki þiir, gözler ki baþka
Kadýnlarý da, adamlarý da
Ýyilik büyüsü ile mühürlüyordu aþka
Veda senfonisi yazarken ölüm
Ben ben yine seni seviyordum gülüm
Çok açým diyordu þiir
Çoktandýr kalbime bir lokma sevda girmedi
Kadýn alelacele bir aþk muskasý hazýrlýyordu
Adam gülümsüyordu
Tevellüt kaygýsýndaydý takvimler doymasa da
Zaman koleksiyoncusu aþk alýp satýyordu oysa
Bir keman kalbime kara kalem bulutlar çiziyordu o gün
Gözlerimde yaðmur taneleri aþký bestelerken
Üþüyordu gök/yüzüm
Aþk ev sahipliði yapýyordu gülüþüme
Kahkahalar darbe diyordu eylüle
Þiirler yaðmurda unutulmuþ þemsiye
Yani sevmek bu mu ,
Susuyordun...
Sensizlik diyordun sensizlik..Sýrýlsýklam bir ölüm
Ben ben yine de seni seviyordum gülüm
Yasemin Demir //ikibinondört
eylüllü þiirler