Papulya VII
Malta adasý . .
Papulya sabahýn gülümseyen ýþýðýnda ,
Pencere kenarýndan Malta adasýný izliyordu .
Bembeyaz kireç evler ,
Dar sokaklar ,
Rangarenk çiçekler ,
Ýhlamur aðaçlarýnýn kokularý arasýnda ,
Kuþlarýn ve serçelerin cývýldayýþlarý . .
Malta’da bir pazar sabahýydý ,
Kilisenin çanlarý çalýnýyordu ,
Aileleriyle birlikte gelen çocuklar ,
Yalnýz gelen elleri bastonlu yaþlý dedeler ve nineler . .
Herkesin yüzünde bir tebessüm ,
Ve Mutluluk havasý hakimdi .
Çünkü bu küçük þirin bir ada da ,
Dostluk içinde yaþamak ,
Tanrý tarafýndan bu ada içinde yaþayan insanlara sunulmuþ bir nimetti .
Her pazar þükrederek Tanrý’ya ,
Tüm dünyanýn da bu þekilde yaþamalarýný isiyorlardý .
Papulya sürgünde olmasýna raðmen ,
Kendini git gide Maltalý hissetmeye baþlamýþtý .
Malta, sürgün diyarý Lazona’ya benzeyen bir çok yaný vardý ,
Ýnsanlarýn gülüþleri ve sevgi göstermeleri ,
Yabancýya kötü gözle deðil, iyilikle karþýlamalarý ,
Ve sahip çýkmalarý .
Bir ihtiyacýn var mý ? yok mu ?
Sürekli kapýna gelip sormalarý mesela . .
Doðasý gereði yemyeþil oluþu ,
Sabahýn erken saatlerinde ,
Daðýn boynuna gerdanlýk gibi dolanan sis bulutlarý ,
Dik yokuþlu taþlý ve dar sokaklarý ,
Ihlamur aðaçlarýnýn kokularý ,
Çeþit çeþit çiçekler Lazona’ya benzetiyordu . .
Ya da kendini böyle kandýrarak tatmin etmeye çalýþýyordu Papulya .
Ýçinde ki o özlem ateþini bastýrmak ,
Acýlarýný dindirmek istiyordu .
Ya da tümden her þeyi bir kenara itip ,
Sadece Lazona’da yaþamayý istiyordu . .
Lazona ,
Sabahýn ýþýklarýyla uyandý Zifona ,
Pencereden dýþarýya bakarak ,
Kara gözlerini Lazona’nýn daðlarýna doðru dikti ,
Sis bulutlarý daðlarýn boynuna dolanmýþtý gene ,
Hava serindi ,
Gri bulutlar Lazona’nýn gökyüzünü kaplamýþtý .
Uðultu bir sabahtý ,
Sokaklarda kokuþturan çocuklar ,
Arabalarýn yüksek gürültülü sesleri ,
Dar sokaklarda elinde gügümleriyle dolanan sütçü ,
Vicdaný jilet yemiþ gibi haykýrýyordu ’Sütçüü’ diye . .
Zifona üstünü giyinerek elini yüzünü yýkadý ,
Saçýný geriye doðru yatýrarak ,
Siyah beyaz sakalýný düzeltti .
Aynada biraz yüzünü izledi ,
Çizgileri ,
Alnýnda beliren derin çizgileri ,
Gözlerinin karasýný izliyordu ,
Derin bir iç çekerek tebessüm etti Zifona sadece . .
Dar sokaklardan geçerek Zifona
Çocukluðunun geçtiði dik yokuþlardan ,
Ermeni ninenin kapýsýnýn önüne gelip duraksadý . .
Kapý önünü temizleyen yabancý bir kadýn vardý ,
Türkçe konuþuyordu .
Az ileride Rum olan Arkadaþýnýn evleri vardý ,
Babasý evlerinin önünde kurþuna dizilmiþti .
Annesi ise kendini tavandaki direye asmýþtý . .
Þimdi ise harabeye dönmüþ halde ,
Yýkýk döküktü .
Ahýr niyetine kullanýlýyordu o ev . .
Zifona bir bir resim çekerek ilerliyordu ,
Kadim diyarýný bu halde görmek onu çok üzüyordu . .
Çarþýya doðru yol tuttu Zifona ,
Sevdiði kadýnýn evlerinin önünden geçiyordu . .
Terk edilmiþ haldeydi ,
Cam çerçeve kýrýk haldeydi ,
Kapýlar kilitliydi . .
Kýrýk camdan içeriye doðru boynunu uzattý Zifona ,
Papulya’nýn odasýný izliyordu . .
Duvarda siyah beyaz resim ,
Papulya’nýn uzun þelale saçlý resimi hala duvarda duruyordu ,
Aþk düþüyordu Zifona’nýn yüreðine bir kez daha . .
Bir el Zifona’nýn omuzlarýna dokundu ,
Zifona aðýr aðýr geriye dönerek Papulya’nýn kardeþi Xasan ’dý .
Uzun uzun sarýldýlar ,
Hasretlerini giderdiler ,
Doyasýya sarýlýp aðlaþtýlar . .
Bir daðýn yamacýna çýkarak, çýnar aðacýna yaslanan Xasan ,
Lazona’yý kýsa ve yüzeysel olarak anlatýyordu Zifona’ya ;
Vitrinler ýþýðýna aþýk ,
Diline küs ,
Tuluma küs ,
Türk halayýna sevdalý bir diyar olduk Zifona .
Oysa dedi Xasan ;
Çocukluðumuzda Lazca , Ermenice , Rumca konuþurduk biz .
Rengarenk arkadaþlarýmýz komþularýmýz vardý ,
Sürgüne gönderilmeden önceki günü hatýrlýyorum ,
Köy meydanýnda horon oynuyorduk beraber . .
Sað ayaðýmýzý topraða sertçe vurarak ,
Haykýrýyorduk . .
Gülüyordukda ,
Horon oynarken mutluluk saçýyorduk etrafýmýza .
Karadeniz’in her esintisinde üstüme gelen acý kuþlarýnýn adýmlarýný hissediyorum . .
Daðlarýn yamaçlarýna çýkýp ,
Gökyüzünü kaplayan gri bulutlarýnýn ,
Yaz yaðmurlarýnda ýslanmak vardý . .
Lazca gülmek , Ermenice sevmek , Rumca sarýlmak vardý ,
Ellerinde silahlarýyla ,
Köyleri basan postallar ,
Silah dipcikleriyle ,
Çalmasaydý böyle kapýlarý ..
Ve öldürmeselerdi bizleri Türkçe ,
Sevile bilirdi Türkçe ..
Renas Tutaste
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.