Köhne bir dükkân, küçücük oda, Tombul madam oturuyor önüne bakýp, Çilli boynunda bir sürü boncuk, Tezgâhýn ardýnda mahzun bir çocuk...
Þýkýrdýyor kollarýnda bilezikleri, Gözlerini deviriyor bakarken, Þiþman ayaðýnda tempo sesleri…
Gramofonda duyulan âþina bir ses, Kulaklara dolan yitik bir nefes Seslenir sanýlýr yýllar öncesi…
Çiçekli örtüyü elde iþlemiþ, Sararmýþ, minelerin mavi renkleri. Küçücük vazodaki mor menekþeleri, Gülümseyip okþuyor bir bebek gibi…
Sararmýþ o siyah beyaz fotoðraf, Duvarda gülümsüyor güzel bir kadýn, Sarý saçlarýnda küçük bukleler, Her birine gizlenmiþ, saklanmýþ sevgi...
Pencereden görünüyor çitli bir bahçe, Aðaçtan aðaca ipler gerili. Üstünde uçuþan renk renk çamaþýr Esen rüzgârla mâziye el sallar gibi…
Esnedi geriye doðru yaslanýp Gülümsedi tombul madam; þehlâ bakýþlý, Gözünde hayâlleri elâ nakýþlý. Bu akþam belki de gelir o gemi, Daldý uzaklara, karýþtý aklý, Düþündü geçen yýllarý, bir film gibi...
Duvardaki aynada görünen aksi, Yýllar öncesinden göz kýrpar gibi. Þehlâ gözlerinden dökülen yaþlar Ufukta bir gemiye vedâsý gibi…