"Bana dünyadayken en çok neyi sevdiðimi sorarlarsa, onlara seni söyleyeceðim." -City of Angels-
...
ellerin kelebek potasýydý
yüzün çil bahçesi haylaz bir çocuðun
yuvalardýn saçlarýma tek günlük ömürleri -dökülürdü kýzýl yapraklar gibi
ellerinin geçtiði yerden kýrýk öyküler
terk edilmiþ komþu þatolar gibi susardýk
peçelerdi rüzgarla dargýn perdeler, sessizce iç çekiþimi
dilimin altýnda kurþun þövalyeler
-seni sevdiðimi söyleyememek-
yarým kalmýþ bir ýsýrýk yarasý
o zamanlar
çocuklar için çalmýyordu sabah ezanýnda ölüm borazanlarý
kanlý halýlar serilmiyordu kent giriþlerine
sakallarýný sývazlamýyordu savaþ simsarlarý keyifle
kurtlar ve çakallar için kurulmuyordu kýrmýzý örtülü ziyafet sofralarý
çengelli iðneler vurulmamýþtý kadýnlarýn gülüþlerine
ah babasýz evlerin ýþýklarý yað lambasý kadar
umutta ölür fitili bitince
ben hep utandým seni sevdiðimi söylemeye
...........ne vakit dudaðým asi gelmek istese kendine
ya bir ambulans
ya cenaze arabasý geçerdi gözlerimden
veya bir uçak dalýp güvercin kortejine
bomba ve kuþtüyü yaðdýrýrdý -mazlumlarýn üzerine-
bir nehirde boðulurdu sesim
biliyorum
gökten üç elma hiç düþmeyecek
bizim masalýmýza
saçlarým ne kadar uzasa aþkla -kilometrelerle yarýþýp-
kederli bir makas bilenecek her köþe taþýyla
hangi ülkeye kaçsam, soluk benizli bir pasaportla
alnýmdan acý öpecek
-tutuþturup elime sen geçmiþimi-
de_soulmate