sen yokken ;
kirpiklerin batýyor acýyan yanlarýma
Haliç kadar derin geliyor aklýma bakýþlarýn
kemanýný aðlatýyor bir usta Ýstanbul’un soðuk gecesinde
sahibini unutan köpeklerden daha yenik sana olan muhtaçlýðým
doyuracak kadar tokgözlü deðil seviþlerine açlýðým
sen yokken ;
soðuyan çayým çarpýyor gözüme birden
balýklarýn baþkenti oluveriyorum denizinden iðrenen.
sen yokken ;
sendeleyip senden kalanýmla doðrulduðumda
zoruna gdiyorum beni taþýmaya yüksünen siyatik bacaklarýmýn ...
yürüyorum yalýn ayak
kimsesizlik erketemde
içimde asil bir titreme
alnýmda soðuk ter
aklýmda yapýþ yapýþ bir çift nemli müjgan .
kaldýrýmlarda öyle tüküre tüküre
sýrtýmda vebalin
koynumda rutubete yenik resmin...
sen yokken ;
tesellisiz yollarýn üstünde sabahý çalýyorum o tinerci çocuðun ellerinden
içim sýzlýyor yokluðunda sensizliðe yalnýþ kaynamýþ kemiklerimden
yýrtýlýyor ortasýndan Ýstanbul seni son gördüðüm kavþakta ...
sen yokken;
hep benim ol istiyorum aslýnda
ateþin dumaný sevdiði gibi yana yana sev beni
ýslýk ýslýk kýrkikindi taþýsýn saçlarýn
ayný ayýn altýnda
çentiklemek bu taþlarý yenik sehrin ýþýklarýna ...
sen yokken ;
bir tren uykusunu bekliyorum sitemle belki
barut kokusunu avuçlarýnda emzirdiðini unutmuyorum inan ki...
sen yokken ;
baygýn bir menekþeye özeniyorum
ve kâr kalýyor gözyaþlarým
Diyarbakýr kadar özgür olmayý istiyorum bilinçle
vuruluyorum alnýmýn çatýsýndan
sen yokken ;
kumlar yapýþýyor yapay hayallerime
sömürüyor kimsesizliðim acýlarýmý öyle açýk aþare
can doðruyorum ...
divane miyim ?
karnýmda soðuk veballerin
sol yanýmda bir sýkýmlýk ütopya
uslanmak neyime benim ?
bu dudak kurutan susuzluðu bir gel bana sor
Vallahi öldürecek kadar aðrýsý birikiyor avuç içlerimde
ve dünyaya baþ kaldýracak kadar küfür þu kopasý hak dilimde
sen yokken ;
zapta geçmeye hazýr eþgalim
vuslata gün sayacak kadar sayý da biriktirdim
çýk gittiðin yerden artýk
gel artýk gölgesini inzivaya çeken yârim
gel,
çayý da demledim ...