gemiler geçti uçsuz bucaksýz mavilikten
ve mayýs sonsuzluk yudumladý
topraðý ateþleyen geceden
…
deniz inandý ki biliyordu
hüseyin’in okuduðu son kitap, yeni seferlere gebe
sordular;
bu sevda kimin eseri
cevap mahir’in ta kendisiydi
yürüdü kamber,
tabanlarýnýn sýzýsýna basa basa
yanýk bir türkü yükseldi,
paslanmýþ demir parmaklýklardan
“nasýlsýn kamber, nasýlsýn kamber..”
sustu zaman
sustu görüþ
az sonra
daðýnýk korkularýn hakimiyetiyle kükredi evren!
“asmayalým da besleyelim mi..”
necdet ansýzýn uyandý iþkenceden
bedeni kan, yüreði kýrmýzý
birkaç cop darbesiyle sürüklediler hýdýr’ýn yanýbaþýna
devrim her ikisini de kucakladý
bir ýslýk
bir ýslýk daha çarptý duvarlara
gülümsedi beþinci koðuþ
aðaçlar gülümsedi
bundan böyle her mayýs
dört duvar oyun mavi gökyüzü..
gözüpek harflerinde uyanmak ne güzel þey mahir
sen varsayýmsýz ve korkusuz yazarken devrimi,
"bir avuçtular deniz oldular”
…
nasýlsýn iþçi kardeþim, nasýlsýn..
miNe güLtepe
14 mayýs 2014