MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

su 92-Palamut
İbrahim Çelikli.

su 92-Palamut



Palamut

güzleri, pýrasa, palamut gömülürdü topraða
yemek için çýkarýlýrdý kar yaðdýðýnda
pýrasa ne acýdýr, ne de kokardý artýk!
palamut; palamut ekmek arasýnda katýk

unutulmuþ, cücüklenmiþ , gömüde
Kaþýkara’dan getirilen palamutlardan biri
babam, Taþýnbaþýnda bir çalý dibini eþeledi
süðmüþ palamudu özenle yerleþtirdi
matarasýndaki suyu özenle paylaþtý
kenarýný taþlarla çevrikledi

“-ey balamýd
Hoca’nýn dedi-ðibi
bundan keyri “tevekkel Teal-Allah”
iþdee görüp göreceðin su bu” dedi
Allaha haval(e) etti

caný kaçýk gece yaðmurlarýndan
kaklýklarda birikmiþ, durulmuþ sudan
küçücük avuçlarýmla, su taþýdým palamutcuða
iþe yarama coþkusuyla

kuþlar gagasýndan düþürdü belki
belki sürülerin geviþinden kaldý bir daðeriði
o yakýnlar da dað eriði yoktu ki
itinayla kökleyip arkadaþ ettim ikisini

çok geçmeden babam “-Ýbirem” deye ünledi
seðirttim getdim
“-bak! yeni yeni süðüyo daa alda ðet ora”
diye dört yapraklý bi payam findesini gösterdi,

üþenmedi öðendirenin opsasýyla kökleyiverdi..
komþu, kardeþ aile oldular üçü, çalýnýn kuytusunda
dedem çöðürle çonalamýþ-çotmuþ o çalý öbeðini
bir daha ne o payamý gördüm, ne de dað eriðini







her yaz; kekik, süpürge toplamaya gittiðimizde,
akþamlarý yolma tarlasýndan dönüþlerimizde
boþaltýrdýk testimizdeki son suyu palamutun dibine
gün geldi, bebekler uyudu, testiler hýfzedildi gölgesinde

biz salýncak kurmaya kýyamadýk dallarýna
olurda ayrýlýverir gövdesinden en güzel dalý diye
o bekçilik etti çobanlarýn azýk torbalarýna
meyvasýný yemekte nasip olmadý hiç birimize

iþin aslý belki; o da hiç meyvasýný sunmadý
Taþýnbaþýndaki taþlý tarlanýn, taþlý palamut aðacý
ama; ondaki yaþama sevinci, o büyüme sevdasý
taþýn kayanýn içinde, sanki bize armaðandý

eyneli çýkýnca, dönüp, oturur, ovayý seyrederdik her kez
bilirdik palamutu.. çýkmadýk candan umut kesilmez..
“-her þeye raðmen yaþamak, çabalamak illa” diye
ümitvar eder, bir ebeveyn gibi hayat dersi verircesine

palamut öylesine canlý, öylesine iþtahlý büyüdü eseldi ,
öylesine coþkun irekdi öylesine þevkli, süðgündü ki
anam;
“-çuvdu , azdý gudurdu bu, havanýn gatýna bu atýkdý ðetdi,
içinden geldiðinden deðil de, iþte öylesine
kimsenin gönlü olmayacaðýný bile bile
bi-balta vurmalý - gövdesine” dedi,

ne salýncak kuruldu dallarýna
ne el sürdük kozalaklý palamuduna
ne gövdesine týmýlýyla harfler,
kalpler kazýdýk,
ne sevdiðimizin ismini
ne de dallarýndan ayýrýp, taþýdýk
öðün etdik tekelere,
ne koç salýmýndan önce koçlara
ne kurbanlýklara
ne de topal keçiye

ama; ne zaman uzun yola, gurbete gitsem
ne zaman þoseden geçsem
sallanarak, adeta beni uðurlardý,
köye dönen yolda beni ilk
o palamut aðacý karþýlardý..

senli hülyalarý olanlar, sana emek verenler var,
her þeye raðmen, büyümenden mutlananlar
hayat her þeye raðmen yaþamaya deðer
iste, çabala, savaþ, emek ver!
“baþarabilirsin”
seni bekleyenler var dercesine
uðurlar-karþýlar
palamut aðacý anlayabilene

yýllar sonra
“-ölüm hak, mires helal” diye
üleþdirmiþ
Taþýnbaþýndaki taþlý tarlayý
babam kardeþlerine
palamutlu dönüm düþmüþ
bir kütüðün sehmine

sanki baþka odun yokmuþ,
sanki baþka iþi yokmuþ
ilk fýrsatta kütük coþmuþ,
hýnçla aðaç odun olmuþ
sanki orda kimse yokmuþ,
dememiþ ki kimse “-kesme!”

sakýn kesme
yaþ aðaca balta vuran el unmaz
kütükler var
hiç birine kervan gelmez, kuþ konmaz
.....
.....
....
sakýn kesme































DÝPNOTLAR

cücük: tohumdan çýkan ilk yaprakcýklar, çimlenme, süðme, filizlenme
caný kaçýk: ýmýþýk, ýlýmaya yüz tutmuþ
kaklýk: taþ oyuðundaki yaðmur sularý birikintisi
seðirtmek / seðitmek / seyitmek : koþmak
finde: fide, fidan, fidancýk, þaþýrtýlacak körpe sebze
opsa: övendirenin ucunda, pulluðun çamurunu sýyýrmaya yarayan spatüle
çonmak: birikmek, toplanmak, yýðýlmak, örelenmek, üþüþmek,
çonalamak: bir þeyin etrafýný bir þeyler toplayarak saklamak,
çotmak: etrafýný (etrafýndakileri kesip kýrarak) açmak
eselmek: büyümek, geliþmek, serpilmek
irekmek / irelmek: irileþmek, büyümek, bitmek
süðgün: çok iþtahlý büyümüþ sürgün, þaha kalkmýþ taze dal, azgýn fidan, filiz,
çuvmak / çývmak: azmak, geliþmek, serpilmek, gökyüzünü kaplamak, olaðandan fazla ve hýzlý geliþmek, sapmak, yaban gitmek, sýçramak
azmak(bitki için): meyve yerine büyümeye devam etmek
atýkmak: olaðandan daha erken ve cüsseli geliþmek
gövdesine balta vurmak: azan aðacýn çiçeklenip, meyveye oturmasý için (heyvah der, ömrü boþa geçirmeyen, meyva-tohum-tohur vermeden ölmeyen deye) böyle bir adet varmýþ
týmýlý: sapý kýrýlmýþ, sapsýz býçak,
üleþmek: paylaþmak, üleþ: hisse, pay
dölüm (dönüm): 40x60 adým 1500 m2 civarýnda tarla
Sakýn Kesme: Mehmet Emin Yurdakul






RESÝM
ÞÝÝRÝN KONUSU pALAMUT AÐACI

Hasan ÇELÝKLÝ’ye teþekkürler
Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.