eli yüzü simsiyah, saçý kara bahtý kara
beyaz ekmek uðruna, oturduðu tahtý kara
sermayesi bedeni, iki nefeslik bir ömür
kazma kürek bedava, avuç içinde kir kömür
ekmeðine katýk ilk molada
baret ýþýðýna ne sýðabilirse iþte
alýr yanýna
bir gülücük
son kez sallanan bir el
rüzgarýn kuruttuðu bir öpücüðün sýcaklýðý belki
yanaðýnda
sonra gider
ölüme gider gibi
bakmadan ardýna
soðuk nemli ocakta, ýþýða hasret saatler
aklýna gelir birden, dilinden uçan vaatler
oðluna futbol topu, kýzýna kýrmýzý pabuç
karýsýna bir manto, hayali bile sanki suç
her seferinde bir endiþe bir kaygý
güneþi içmek belki bu son diyerek
yerin yedi kat dibinde
madenci için
ne aðzýnda aslanýn
ne midesinde ekmek
sýra sýra mezarlar, güneþ utangaç gün kara
kömür tozu bulaþmýþ, yükselen aðýt ün kara
bildiðin gibi deðil, bir acý ki öyle büyük
daðý bile devirir, hafiften dokunsa bu yük