Hasan ODABAŞI
sen artığı mısralarımla en acıyan yerimden vur şafak...
Hasan ODABAŞI

sen artığı mısralarımla en acıyan yerimden vur şafak...


sen artığı mısralarımla en acıyan yerimden vur şafak...

bu sevdayı kırk yıl naftaline bulayıp
en mahremimde sakladım hazanlar bulaştırmadan

masum papatyalara utangaç çiğdemlere
beyazlarını giyinip bahar diye seni mi beklemişim

koca bir ömrü yakmak için...

göz göz kanamak
kanayıpta yanmak için seni mi beklemişim...

sustum göksu kıyısında taş kesilipte
nemrut bilip de bu dağı böğrüne saplı kayalar gibi...

sen yalanımdan düşlerim kanıyor
zehir kusuyor şiire...

hani
senli sevinçleri yıldız yapmıştım ya gökyüzüne
göksu üzerine kelebeklerin kanadına düşlerimi resmedipte

şimdi
topluyorum bir bir baltıkta ıslayıp
mikenos’un safir kumsalında şafakla hece hece vuruyorum şiirleri de...

dinle münzevi bir şair
balıkçı kasabasının tenha sokaklarında düş katlediyor
sevinçlerden ayıklayıp yalnızlığına yıkılan serseri adımlarla...

sende sus artık
gün ağarırken santorini sahilinde parmak uçlarından sızan şiirin
sen artığı mısralarımla en acıyan yerimden vur şafak...

soyun
gövdenden eskiye dair ne varsa
git iskandinavya ülkelerinin sisli fiyortlarında kaybet eski beni

yada
uzak doğuda budist tapınağının
bir sabah ayininde zangocun ilk gongunun
gökleri tırmalayan boğuk tınısında vur beni en kanayan yerimden...

Hasan ODABAŞI

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.