babamýn peþinden yýrtýlan ayakkabýlarýmý elime alýp koþmuyorum O’ da yorgun gitgide daha az çatýlýyor kaþlarý nedendir bilmem daha çok oturuyor o duman altý karanlýklarda..
ekmeði soðutmadan yiyebiliyorum,çorbayý üflemeden üstelik hiç kimse kýrýlan camý için gelmiyor kapýmýza sen gittikten sonra bayramlara heyecanlanmýyor, ikinci bir el öpmüyorum
komþunun çocuðunun güzel elbiselerini bile sildim aklýmdan artýk istemiyorum o bayramlýk denen ývýr zývýr þeyleri
büyüdüm büyüdükçe daraldý evimizin odalarý ve daha çok sevdim bana yalnýzlýðý sevdiren koyu siyahlarý
avuçlarým hýzla kalýnlaþýyor günden güne bu þeyin adýna nasýr diyorlar ben yeni duydum. gözlerimin altýndaki halkalara bak istersen yada yüzüme düþen hüzünde ara kocaman oluþumu
týrnaklarýmla söküp söküp atýyorum hergece yanaðýmdaki o iki çukuru... o çukurlarda minnacýk bileklerim kayboluyor,
anne ;
gözlerimi daha az kapatýyorum artýk aðlamak; þimdilerde göz kapaklarýmdan armaðan yüzüme hangi cümleye baþlasam ucu yanýyor sözümün, hayatýma aralanan yerlerinde.