O gözlerinde gördüm, gördüm desem Allah’ý, Taþa tutarlar beni, kâlden bir sen anlarsýn. Önünde secde etsem, sen bilip Beytullah’ý, Dâra çekerler beni, hâlden bir sen anlarsýn.
Boynumu büküversem, huzurunda diz çöküp, Binbir türlü kusuru, eteklerine döküp, Harf, hece, ses ve sözü, tâ en kökünden söküp, Atsam da bir kenara, dilden bir sen anlarsýn.
Züleyha’dan misâller, dinleriz hep sen diye, Mecnûn’un onca hâli, bizi eder hikâye, Bilmeyenler sorar ya: "Neden o anlar, niye?!", Aþkýn sazý sendedir, telden bir sen anlarsýn,
Hâl bilmez uzak ola, hâlden anlayan gerek, Aþkýn namazý için, abdest suyu kan gerek, Bülbülü vâr edecek, bir yâr, bir cânan gerek, Elinde demet demet, gülden bir sen anlarsýn.
Ne kadir bilirim ben, ne anlarým kýymetten, Bir itibar duydum da, pek uzaðým nimetten, Helak olurum billah, mahrum kalsam himmetten, Bu yolda tüccar sensin, elden bir sen anlarsýn.
Rûhuma nakþetmiþim, bir ateþin sözünü, Rüzgar alýr savurur, bilmez iþin özünü, Yanmak nedir bilmeyen, söndürse de közünü, Alýrsýn mahfazana, külden bir sen anlarsýn.
Ey zamanýn Leylâ’sý!.. Ey aþk þehrinin þâhý, Son devrin nesliþâhý, âþýkânýn dilþâhý, Sen!.. Ey ay yüzlü güzel!.. Ey gönül pâdiþâhý, Ben bilmem, peþindeyim, yoldan bir sen anlarsýn.
Ankara, Nisan 2014
Sosyal Medyada Paylaşın:
sır Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.