İKİ YABANCI
ÝKÝ YABANCI
Bir evde iki yabancý,
Yüreði tutuklu bedeni mahkûm.
Her zaman gözlerinde hüzün saklý,
Biraz da aðlamaklý.
Omuzlarýna çökmüþ hayat þartlarý,
Sessizce dolaþýyor.
Tencere kaynamýyor,
Tabaklar dolup boþalmýyor.
Sadece masada kuru ekmek duruyor.
Adam baþýný ellerinin içine almýþ,
Düþünceler içinde inliyor.
Yarý kapalý gözlerle hanýmýný izliyor.
Ýçinde kýyametler kopuyor,
Sessizce yerinden kalkýyor.
Bir þeylerden kaçarcasýna,
Ayaklarý onu kapýya sürüklüyor.
Utancýný içerde býrakýyor,
Kapý arkasýndan kapanýyor.
Ayaklarý çýplak iki çocuk,
Gözlerini ovarak görünüyor.
Buz gibi taþlarda sürünüyor,
Yýrtýlmýþ giysilerden eti görülüyor.
Kadýncaðýz yüzüne maske takýp,
Çocuklarý göðsüne bastýrýyor.
Kuru ekmeði duru çaya batýrýp,
Aðýzlarýna tepiyor
Çocuklar mutlu yarýndan umutlu,
Gülücükler atýyor.
Usulet Güner
Sosyal Medyada Paylaşın:
Usulet Coşkuner Güner Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.