tazeyken tadýna doyum olmaz her yemekte haþhaþyaðýna dolaz, tuðla fýrýnlardan baþ üstünde tirki “-yozdan alma, hakgaþlý çöreð al emmi” diye ikram edilirdi rast gelinenlere
“hakgaþlý dýðan çöreð(i)” bir baþka güzeldi dibi kýtýr-kýtýr sandýktan çýkarýlan, pekmeze banýlarak yenilirdi. ya da bakkalda darasý alýnan sahanla getirilen gül ereçeline
Tahsinlerin, Happananýn, Satellerin fýrýný fýrýnda hamýr gelirdi , sýra olmazdý ellerini ýslatýp yardým ederdi herkes birbirine “-herkes çalýsýný evinden getirsin” diye Mamaþýn gönlü olmazdý. Dedem ona "-bizim Hasanböcük" derdi nedense
**
köyde bir tek Göde Kezban giyerdi üçeteði Göde Kezbanýn oðlu Mamaþ Emmi yaz-kýþ kabaralý fotin giyerdi. "-Hamzalý " diyenlere aldýrmaz, soðanýn zarýný ayýklayarak yerdi
"-eþeðe Hamzalý demiþler de eþþek üçgün su içmemiþ" diye Mamaþ Emmi’yle eðlenirlerdi. Hoca Mevlüt’e "- ben beylerin eniþtesiyin" demiþ te Hacýbey’le küsüþmüþlerdi “ne alakasý var, kim bili(r)” kel alaka, “Döndünün Hatmanýn, Beylerinen gonþuluk dýþýnda nesi var obal da boynuna”
oysa.. baþkasý olsa güler geçer bide eklerdi “eniþtem eþek gusgunu gevþek yokuþda binsek eniþse insek”
DÝPNOTLAR yoz: sade, katýksýz, katýþýksýz çörek: taþ fýrýnda mayalý hamurdan yapýlan ekmek. hamýr gelmesi: hamurun mayalanarak kabarmasý, kývamýna gelmesi Üçetek: kabara: büyük baþlý, ayakkabý çivisi, fotin/potin: bot Hamzalý/Hamzallý: Týrtar aþireti içinde bir sülale
DOLAZ “-peynir suyunu kaynatýrlar, nor (LOR) yoðurdu piþirirsen çökelek kahverengi olana kadar kaynatýlýrsa, dolaz olur
dolaz; haþhaþ yaðýyla kavrulur piþmiþlere konulur
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.