elimi uzattým, sabahlarý Yeni Camideki kanada kavaðýnda cývýl-cývýl ötüþen serçeler parmaklarýmda, yemler-sularým hayýrlý sabaha dualarýmlayým…
kuþluk vakti, ot ayýklamasýnda, afyon çapasýnda bayýr tarlalarda eynel çýkarým köpeklerinden gocunduðum toz bulutuyla eve dönen koyun sürülerinin çan sesleri kulaklarýmda dinlemeye baþlarým bir huþu bir huzurla gözlerimi kaparým
aðaçlar meyveye oturduðunda, al düþüp ; ala çakýr olduðunda, günden yanný kýzardýðýnda sulu meyvelerin sizler adýna, sizlerden fazla sevincim sizin iþtihanýzla yerim sizin adýnýza koklarým tadarým, doyarým... kývanç dolarým..
öðle sýcaðýnda; harýmlarda, elmalýklarda çalýþmaktan dönen yorgun bedenlerin ter kokularý burnumda köprüyü göze alamam, Çýkrýklý Kuyudaki söðüdün gölgesinde yol boyunca iki beþlik bozmaya; yoldaþ umarým köye dönen herkes yoldaþým
yol yokuþunda yanar ayak altlarým yol kýranýndaki çalý gölgelerine sýðýnýrým soluklanýrým, karþýdan gelenin selamýný alýr heybedeki ýlýk suyuna bin razý gelir, içmeye deðil ikrama, dostluk.. hikmeti suyun “Allah bin gatýndan ýrazý olsun” suya kanarým, esenler, uðurlarým,
köye týrmanan yolun kývrýmlarýný dar dönerim yaz sýcaðýndan gün yanýðý tenim.. adýmlarýmý açarým sadece nakaratýný bitliðim türküler mýrýldanýrým umutlu, sevinçli, heyecanlý ýslýk çalarým. yaþama sevinci dolarým
çalýlardaki cýrcýr böceðinin naðmelerine Dereyurttan ýpýl-ýpýl esen yelde üþüyen terimle, Zýrtlantepede serinlerim o sýcakta serin taþa oturduðumda ciðerlerime derin bir nefes çeker, soluklanýrým yaþadýðýmý anlarým, canlanýrým..
önce Kolandaþta, sonra Payamdaþta yankýlanýr ýslýðým çobanaldatanlar oynaþýr çalýlýklarda uzakta Güpyerinde birileri görünür susarým, hülyalara dalarým
ayaklarý sürçülen eþeðin nal sesleri.. yencile-yencile.. palanýnýn önüne kadar gelmiþ adam yularý da tutan deynekli eliyle selam verir geçer gider eþekli uður ola, uður ola hayýr dualar alýrým hayýr diler dualarým
kýrmýzý topraklý tepenin tek aðacý andýzda ötücü bir kuþ, durup dinlemeye bayýlýrým, utanýr, susar, oynaþýr, baþka dalda öterek kese’den týrmanýp çalýlýk, sýðýr yolunu, severim mor-küpeli yaký otunu boz topraktan köküyle gelir mübarek koparmaya kýyamam koklarým… huzur dolarým
derin bir soluk alýnýr Akgediði dönünce eþekler bile rahatlardý, nedense uzaktan da olsa köy görüldüðünde Topraklýktan gelen Yenisuya uðramýþ ya her çeþmeden ikram bin derde deva ezan duyulur olur Bey Mezarlýðýnýn karþýsýnda baþka bir dünyadayým bütün gelmiþ-geçmiþlere dualardayým,
ne kaldý þurda ekinlerin yolunmasýna yeni komþuluklar yaþanacak her bir tarlada harman yerlerinde ordan burdan horozlar öter, sokakta oynaþan çocuklarýn cývýltýlarý aðlamayan çocuðunu ünnemekte analarý Arpalýkta çakýlý eþekler Topsahasýnda eski anýlar, sövüþenler, dövüþenler çelme takanlara çalým atarým gülümseten kavgalar yaþarým..
hala kulaklarýmda taþlý tarlalardaki oraðýn sesi ýslak heybenin serinlettiði testiye destek yapar dizimi kana-kana içsinler diye kalaylý tasla kölgedeki bastýrýktan eynelde soluklanan rençpere su taþýrým çalkalar, yerleri de sularým..
sað elim göbeðimin üstünde, el-pençe divan durup beklerim "-ömürlü ol" denilmekte ömrüme ömürler katýlmakta yaþarým, dualarýnýzla yaþarým.. yaþadýkça.. sizi anarým
Keçiyataðýnda gölgelenen keçiyi, saðýlýrken, helkeyi devirmesin diye sakalýndan tutup, tuz yalatarak kandýrýrým baskýn bir siyek kokusu ortalýkta burnumu tutarým sabýrsýzlanýrým..
birkaç kiþi derme-çatma bir masa etrafýnda kim nerede nasýl.. kim hasta herkesten, herkesten bahsedilir her gelen selam verir.. ilk gelen çay ýsmarlar herkese param nasip olur kahveciye “ziyade olsun” derler para üstü masada bekler ilk gelenle tekrar çay ýsmarlarým yudumlarým..
köyiçinde herkes, birbirini selamlar hal-hatýr sorar diðerlerine herkes birbirinden haberdar öðrenir, hastalara koþarým ellerini tutarým
ne güzeldir insanlarý köyümün her biri gözümde tüter köylümün köyde olmak vardý þimdi köyde ve çocuk hani taa.. bir ömür öncesi.. varsýn beni gene oyuna almasýnlar köyden kurtulmak adýna okuduk bizi þehre de almadýlar heba olan ömrüme yanarým.. yanarým.. yanarým!
Resim Mehmet armaðan SARIGÖL
DÝPNOTLAR:
gocunmak: çekinmek, telaþa düþmek karýk: emen, sebze sýrasý, sulamanýn kolaylýðý için çizgi halinde devam eden çukurluk köken: bostan (kavun-karpuz-salatalýk) fidaný göveri: sebzelik, zerzevat göllenmek: su birikmek karýk: emen, sebze fidanlarýnýn çizisi bosdan / bostan: hýyar, salatalýk, badem yeklenmek: ayakla hamle etmek ark, karýk, sebze çukuru al düþmek: meyvelerin ermeye meyillenmesi ala çakýr: tam olgunlaþmamýþ acýmýk : katýrdüðmesine benzer boz yapraklý, pembe çiçekli bu ota bokunduktan sonra elinle nereye dokunsan acý bulaþýr, ne kadar yýkasan da bu acý ha deyince elinden geçmez, ama yediðin her þey acýlaþýr. ýpýl-ýpýl: ýlgýt-ýlgýt, efil-efil, serin serin esmek yaký: vücuda sarýlarak, yapýþtýrýlarak, sürülerek uygulanan deva umulan doðal bitkiler gelmiþ-geçmiþ : dünyaya gelip ahrete gitmiþ olanlar, ölmüþler kölge : gölge, sundurma, kaydýrma eynel (eðner): ekin yolunurken tarlada bir karar yolunacak yer, birkaç kiþi bir araya gelerek ayný yönde yolmaya devam ederler rençber: ýrgat, çiftçi, topraktan geçinen siyek: hayvan idrarý, döllenme döneminde koç ya da tekelerin salgýladýklarý, aðýr idrar kokusu
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.