Kül Kahrı
geçmiþe ayna tutarken dilsiz yüreðim
sahrasýna boyun büktü dilim
tüm kirlenmiþlikleri, akýtýp topraða
bir kez daha yemin ettim
kire pasa dokunma ellerim, sahipsiz tüm þehrin aydýnlýðý
elden düþme birkaç satýr biriktirdim
kuytusunda zihnimin
kelimelerin raks ettiði vakitlerde çizildi
aklýmýn en katýksýz köþelerine
bir ben vardý bir de bilinmezlikte kalan düþlerim
kaç mevsime sürer yüzünü insan
eserken ayazý
kara çalýnmýþ
güneþ görmemiþ
saðýr ve dilsiz, hitap sýz vakitlerde
sahi en çok ne zaman çamura bulaþýr ayak uçlarýmýz
belki bir akýlsýz baþýn fikriyle, belki inanmýþ yürekle
belki de acýmasýz bir gülüþle
bilinmez ki suretin en çok kin taþýdýðý zamanlarýnda mý dokunur tene
soyunurken tüm renkler sevgi denen illetin karþýsýnda
and olsun ile baþlayan tüm cümlelerin esiridir aslýnda
saflýðýn rengidir ya beyaz, bir de ölümü resm eder
kefenden ötesi aktýr
kendinden önce giderken hayat
tersine akýp giderken avuçlarýndan zaman
Leyla ve Mecnun’dan öteye gitmez sevda
inandýðýmýz doðrularýn yanlýþýný
candan ziyade can dediðimiz insanlarý
yaþadýkça öðrendik, hayat adlý oyunun
boyumuzu metrelerce aþtýðýný
oysa bilirdik bu illeti oynamasýný
bir iki kelam da biz eklerdik hayata
kalabalýklaþmýþ kimsesizliðimizde
savrulmuþluklarýmýz mani olmasaydý
tam da þuracýkta kendi kendimize
sevgiyi öðrenemedik mi öðretemediler mi bize
aslýnda cevabý saklýydý geçmiþin izlerinde...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.