İbni Nefis
Türk-Ýslam âlimleri serisi – 92
ÝBN-Ý NEFÝS
D. 1213 – Ö. 1288
Tam adý; Ýbnü’n-Nefis Alaaddin Ebü’l-A’la
Ali Ýbn Ebi’l-Hazm El-Kureþi Ed-Dýmeþki’dir.
Ýbn-i Nefis Þam’da þehrinde dünyaya gelmiþ,
Kýsaca Ýbn-i Nefis diye bilinmektedir.
Nureddin Zengi’nin kurduðu hastanede,
Çalýþýp Týp ilmini öðrendi denilmekte,
Hocasý Abdurrahman Ýbn Ali El-Dahvar,
Týp ilmini tamamlayýp gitmiþ Kahire’ye.
Nasiri hastanesinde görev almýþtýr,
Burada pek çok talebe yetiþtirmiþtir,
En meþhur talebesi de Ýbnü’l Kuff imiþ,
Nasuriye Medresesinde ders vermiþtir.
Gramer, mantýk ve felsefeyle meþgul olmuþ,
Bir yandan da pek çok eser kaleme almýþ,
En büyük keþfi akciðer dolaþýmýdýr,
Ýbn-i Sina’nýn kanununa özet yazmýþ.
Devrinde týp ilminin önde gelenidir,
Ortopedi ilminin kurucusu denilir,
Tedaviden çok sebeplerine bakarmýþ,
“Hekimlerin Baþkaný” unvaný verilmiþtir.
Peþin hükümsüz harika gözlemci denir,
Yaptýðý yorumlar çok etkili bilinir,
Gözlem ve deneye çok önem verirmiþ,
Gerçeðe ulaþmak için çok emek vermiþtir.
Galen ve Ýbn-i Sina’ya hayran biriymiþ,
Onlarýn eserlerini ezbere bilirmiþ,
Galen’in hatalarýný kabul etmemiþtir,
Ýbn-i Sina’yý ise çok takdir etmiþtir.
Hamamda yýkanýrken kâðýt kalem ister,
Nabýz hakkýnda Risale’ye notlar ekler,
Risale’ye eklediði notlar bitince,
Tekrar kurnada yýkanmaya devam eder.
Hz. Muhammed üzerine kitaplar yazmýþtýr,
“Kitab eþ-Þamii Fi’t-Týb” büyük sayýlmýþtýr,
“Kitab el-Mühezzeb Fi’l-Kahl” göz için denmiþ,
“Kitab el-Muhtar Fi’l-Aðdiya” gýda hakkýndadýr.
“Mucez el-Kanun” en çok tanýnmýþ eser olmuþ,
“Þerh-i Teþrih el-Kanun” anatomi içinmiþ,
Hadis ilminin prensiplerini yazmýþtýr,
“Muhtasar Fi’ Ýlmi Usul El-Hadis” onunmuþ.
Gör bak tarih bu güzellerle dolup taþmýþ,
Batý dediðin yüzünü dahi yýkamazmýþ,
Medeniyeti biz öðrettik dünyaya,
Nedense Batý Müslüman’ý barbar saymýþ.
Çirkefliði yapan el üstünde duruyor,
Zeytinyaðý gibi su üstünde yüzüyor,
Medeniyetsizlerden medeniyeti öðrenmek,
Ýþte acý gerçek bu bizleri üzüyor.
Hekimlerin Baþkaný: Bu unvan Mýsýr’da hekimliðin zirvesi kabul edilir.
Batýlý bilim adamý DRABER der ki: * Müslüman bilim adamlarý eski ve yeni bilimlerin çoðunun temelini atmýþlardýr.
Þair, Araþtýrmacý, Yazar: Abdullah Yaþar Erdoðan
Ýbn-i Nefis der ki:
“ Organýn yaptýðý vazifeleri izah için, eski nazariyelerden etkilenmeden tekrar itinalý bir müþahede ve doðru bir araþtýrmaya dayanmalýyýz.”
“ Eserlerimin benden sonra asýrlarca yaþayacaklarýný bilmeseydim, onlarý yazmazdým”
“ Bir eser yazma iddiasýnda bulunanlar, gereken mesuliyeti de yüklenmelidirler”
“ Ýshalden veya kan kaybýndan ölen kimselerde damarý bulmak güçleþir. Buna karþýlýk boðulmak suretiyle ölenlerde damarlarý bulmak kolaylaþýyor...”
“ Kalp, ancak ve ancak kendi bünyesi içinden geçen damarlar aracýlýðý ile beslenir.”
“ Kan, akciðerleri beslemek için deðil, temiz hava götürmek için yayýlýr.”
“ Akciðere giden damarla, akciðerden dönen damar arasýnda, dolaþýmý tamamlayan baðlantýlar mevcuttur. “ (Üç yüz.sene sonra Colombo bunu ilk defa kendisinin bulduðunu iddia et¬miþtir).
“ Akciðer toplardamarý, önceden zannedildiði gibi, hava veya is ile deðil, kan ile doludur.”
“ Akciðer atardamarýnýn duvarý, akciðer toplardamarýnýn duvarýndan daha kalýndýr. (Bu keþif yakýn zamana kadar Michael Servetus’a dayandýrýlýyordu)
“ Kalp odacýklarý arasýndaki bölmede geçit yoktur. Kan, dolaþýmýný kalpte tamamlar: “Kanýn sol boþluða geçmesi akciðerler yolu ile olmakladýr. Sað boþluktan akciðerlere gelen kan, burada ýsýnmakta ve hava ile karýþtýktan sonra, akciðer toplardamarý yolu ile sol boþluða geçmektedir” diyen Ýbnü’n-Nefîs, böylece akciðer dolaþýmýný ilk keþfeden ilim adamý olmuþtur. Kaynak: Prof. Dr. Ý. Hakký Ýhsanoðlu.
Meþhur müellif Max Mayerhof: “Ýbnü’n-Nefîs’in de¬ðeri, kitaplarý bütün Orta Çað boyunca en temel eserler kabul edilen Galen’in ve Ýbnü’s-Sina’nýn bazý düþüncelerine, yanlýþ fikirlerine karþý yalnýz baþýna mücadele etme cesaretini göstermiþ olmasýndadýr. Kýsacasý, o. büyük bir otorite idi ve birçok mükemmel adam onun hakkýnda “o, ikinci Ýbnü’s-Sina” idi.
KÜÇÜK KAN DOLAÞIMININ ÝBNÜ’N- NEFÝS TARAFINDAN BULUNDUÐUNUN ORTAYA ÇIKARILMASI
1553’te Ýspanyalý Michael Servetus’un bir dolaþým nazariyesinden bahsedip buna ‘küçük kan dolaþýmý’ veya ‘akciðer dolaþýmý’ adýný vermesinden ve onu takiben Ýtalyalý Colombo ve Cesalpino’nun Galen’in baþarýsýz modelinden yaptýklarý bazý düzeltmelerden sonra 1616 yýlýnda William Harvey, Galen nazariyesinin hatalarýný tamamen gösterdi ve yeni bir akciðer dolaþým teorisi ortaya koydu. Günümüzde geçerli akciðer dolaþým sistemi modelinin ilk defa W. Harvey tarafýndan keþfedildiði bilgisi, 1924 yýlýna kadar deðiþmeden kaldý.
1924 yýlýnda Freiburg Týp Fakültesinde ilim tarihinin çehresini deðiþtirecek bir hâdise oldu. Muhyiddin Tantavi adlý Mýsýrlý genç bir Müslüman, Almanca bir doktora te¬zi hazýrladý. Bu genç doktorun tezi, bazý Alman profesörlerin dikkatini çekti. Çünkü tezde, ilk defa, küçük kan dolaþýmýnýn Ýbnü’n-Nefîs adýnda bir Müslüman ilim adamý tarafýndan bulunduðundan bahsediliyordu. Profesörler buna bir türlü inanamýyorlardý. Onlara göre bu mümkün deðildi. Bunun üzerine tezin bir kopyasý, o sýralarda Kahire’de bu¬lunan Alman Doktor Mayerhof’a gönderildi. Dr. Mayerhof, Tantavi’yi doðrulamakla kalmayýp daha sonra yazdýðý makalede bunlarý açýkladý. Evet, akciðer dolaþýmýný ilk bu¬lan Ýbnü’n-Nefîs’ti. 1553’te Servetus, 1559’da Colombo, 1628’de Harvey kan dolaþýmý hakkýnda tek söz etmeden asýrlar önce Ýbnü’n-Nefîs akciðer dolaþýmýný keþfetmiþti.
Bugün M. Servetus’un Îbnü’n-Nefîs’ten haberdâr ve Colombo’nun, Servetus’un kitabýndan bilgi sahibi olduðu, hattâ Îbnü’n-Nefîs’in kitaplarýnýn tercümesi ile uðraþan bir kiþi ile temas ettiði anlaþýl¬maktadýr. Colombo kalp do¬laþýmý konusunda önemli kat-kýlarý olan bir araþtýrýcýdýr. Ýtal¬yan anatomi okulunun diðer meþhur hocalarý Fallopius ve Fabricius da Padua’da çalýþmýþlar ve bunlardan sonuncu¬su týp eðitimini Ýtalya’daki Padua Üniversitesi’nde yapan W. Harvey’in en çok istifade ettiði kiþi olmuþtur. Bu üniversitede Kuzey Afrika Müslümanlarýnýn tesirinin fazla olduðu da bilinmektedir. Kaynak: Prof. Dr. Ý. Hakký Ýhsanoðlu.
Dr. Sigrid Hunke’nin þu sözleri zikredilmeye deðer:
“Tantavi’nin bu buluþu gösterdi ki, Ýslâm âlimleri te¬orilere uygunluk derecele¬rine ve önce vukua gelip gel¬mediklerine bakmadan, kritik deneme, titiz gözlem ve peþin hükümsüz araþtýrmaya gayret gösterme hususunda Orta Çaðdaki Hýristiyan meslektaþlarýna göre daha azimli ve daha kararlýydýlar.”
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.