MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Farabi
rasay

Farabi




Türk-Ýslam âlimleri serisi – 33


FARABÝ
D. 872 – Ö. 951

Tam adý; Ebu Nasr Muhammed el-Farab’týr,
Batýda “Alpharahius” diye tanýnmýþtýr,
Aydýnlar içinde “Ýkinci Öðretmen” denmiþ,
Birinci felsefeci Aristo sayýlmýþtýr.

Yaþamý hakkýndaki bilgi yetersizdir,
Faryab’da doðduðundan “Farabi” denmiþtir,
Kazakistan’ýn Farab þehrinde doðmuþ,
Suriye’nin Þam þehrinde vefat etmiþtir.

Eserlerinde “El-Tarkani” mahlasý da var,
Ýranlý, Kazakistanlý, Türk diyenler var,
Kökeni hakkýnda bilgiler karýþýkmýþ,
Ýran’ýn resmi paralarýnda resmi var.

Samani devleti altýnda yaþamýþtýr,
Fars edebiyatý içinde sayýlmýþtýr,
Düþünce dünyasý dâhilinde yaþamýþ,
Kadim Ýlimleri öðrenmeye çalýþmýþtýr.

Hýristiyan âlimlerinden dersler aldý,
Hýristiyan âlimlerinde de ders verdi,
Yahya Bin Adiyy onun öðretmeni denilir,
Farabi öðretir Ýbn-i Serrac’a mantýk ilmini.

Ýbn Ebi Useybia tarafýndan korunmuþ,
Yuhanna Bin Haylan onun hocasý olmuþ,
Aristo mantýðý üzerinde çalýþýr,
Bütün âlimlerle de sohbette bulunmuþ.

Farabi, kýrk yaþýnda Baðdat’a gelmiþtir,
Ýran, Mýsýr ve de Suriye’yi gezmiþtir,
Arapçayý bir felsefe dili yapmýþ,
Arapçayý gramerde de geniþletmiþtir.

Çok sayýda dil ve lehçe öðrenmiþtir,
Baðdat’ta iken pek çok kitap neþretmiþtir,
Baðdat’tan ayrýlýp Suriye’ye yerleþmiþ,
Hamdani hükümdarýnca çok sevilmiþtir.

“Fazilet Þehri”ni Baðdat’ta iken yazdý,
Mýsýr’da “El-Medinetü’l Fazýlasý’ný,
Suriye’de medreselerde dersler vermiþ,
Ölene kadar Hanedan bünyesinde kaldý.

Onun hakkýnda pek çok efsane yazýlmýþ,
Menkýbelerle de bir evliya sayýlmýþ,
Musikide baþarýlý eserler verir,
O ilim meclislerinde müzik çalarmýþ.

Mantýk ve de dil felsefesine eðilir,
Din felsefesinde de çok güçlü biridir,
Metafizik, müzik ve psikoloji demiþ,
Her konuda çok sayýda eser vermiþtir.

Düþünce sistemi Aristo’ya dayanýr,
Akýlcý metafiziði savunmaktadýr,
O bilim ile Þeriatý uzlaþtýrmýþ,
Kendinden sonrakilere kaynak sayýlýr.

Öðretisi uzlaþtýrýcý bir mistizmdir,
Matematiksel sonuçlamaya deðinmiþtir,
Mistizmi de bir ruh hali olarak görmüþ,
Platon ve Aristo’yu da desteklemiþtir.

Mantýk ilminde dahi olup çok titizdir,
Ona göre bilimler birbirine baðlýdýr,
Ýslam hepsini içine alýr demiþ,
Dil bilimine de çok deðer katmýþtýr.

Musikide gerekli kaideleri koymuþ,
Ses titreþimlerinin izahýný bulmuþ,
Týp alanýnda da çalýþmalarý vardýr,
Ýlaçlarla ilgili birçok eserler yazmýþ.

“Ýnsan ahlakýnýn temeli bilgi” demiþ,
Akýl bilgi sayesinde yükselmekteymiþ,
O Türk düþünürlerin en büyüðü denir,
Ýbn-i Sina ve Ýbn-i Rüþd onun izindeymiþ.

Hava basýncýný Farabi keþfetmiþtir,
Toricelli diye biri sahip çýkmýþtýr,
Farabi’nin mirasý çeþitlilik içermiþ,
Þiir dalýný bilim dalýndan saymýþtýr.

Þair, Araþtýrmacý, Yazar: Abdullah Yaþar Erdoðan

Kadim Ýlimler (El-Ulûmu – Evail): Farklý inançlardaki âlimlerin ortak paydalarý olan ve tüm insanlýðýn ortak malý olduðu ve de hiçbir gruba mal edilemeyeceði þeklindeki bir düþünce biçimi,
Yuhanna bin Haylan: Dünyevi zevklerden elini eteðini çekmiþ, kendisini kiliseye ve dini görevlere adamýþ bir rahipti.

Farabi der ki:
“Hiç bir þey kendi kendisinin nedeni olamaz. Çünkü nedenin kendisi, oluþandan öncedir."
"Hiç bir þey kendiliðinden yok olmaz, böyle olsaydý, var olmazdý."
"Erdemlerin en büyüðü bilimdir."
"Ýnsan, bazen bir tesadüfle güzel iþler yapar. Bazen de bu güzel iþleri isteyerek deðil, herhangi bir baský altýnda yapmýþ olur. Böyle yapýlan iþler, mutluluk getirmez."
“Eðer insan, teorik düþünce yeteneðinin sonucuyla mutluluðu kavrasaydý, önüne belli bir amaç koyar, hýrsý doðuran gücünün etkisi altýnda ve düþünce yeteneðinin sonucuyla, tasavvur ve duygu gücünün sonucuyla yeterlilik için gerekeni yapar, sonra da hýrsý doðuran, gücünü yöneten organlarýnýn sonucuyla bu hareketleri gerçekleþtirdi. O zaman insanýn bütün hareketleri erdemli ve harikulâde olacaktýr.”
“Mantýk, aklýn temelidir; çünkü inanç yolunda gider ve hatalardan sakýnýr. Mantýk, sentaksýn dile ait olduðu gibi akla aittir.”
“Ýnsan, bütün hayvanlardan farklý özellikleriyle ayrýlýr; çünkü onda gücü ortaya çýkaran, madde organlarý yoluyla hareket eden bir ruh ve bunun dýþýnda madde organlarý olmadan hareket eden bir güç vardýr; bu güç akýldýr. Yukarýda belirtilen güçlere, onlardan her biri için görev gücü olan beslenme, büyüme ve çoðalma gücü dâhildir. Kavrama güçlerine dýþ güçler ve iç duygu, özellikle hayal gücü, tahmin gücü, hafýza gücü, düþünce gücü ve vücudu harekete geçiren hareket güçleri, ihtiras ve nefret dâhildir. Saydýðýmýz bu güçlerden her biri belli bir organ yardýmýyla hareket eder, aksi takdirde iþ olmaz. Bu güçlerden biri bile maddeden ayrý gerçekleþmez”.
“Ruh, ruhun geçiþ öðretisi taraftarlarýnýn desteklediði gibi bir bedenden diðerine geçemez.”
“Dünya sadece Allah tarafýndan yaratýlmýþtýr.”
“Her insanýn kendi varlýðý ve en yüksek mükemmelliðe eriþmesi için yalnýzlýðýna neden olmayacak ve isteklerini denediði toplumdan ayrý olarak ona eriþen her insanýn topluluðunda gerek duyduðu eriþme için pek çok þeye gerek duyar. Bu bakýmdan her insan diðeriyle iliþkisi bakýmýndan tam olarak böyle bir durumdadýr. Ýþte bu nedenle onun varlýðý için gerekli payý herkesin diðerine verdiði, insanlarýn birbirine yardým birliði yoluyla insan doðasýnda ayýrdýðý mükemmelliðe eriþebilir. Bu, toplumun bütün üyelerinin faaliyeti toplu olarak onlardan her birine varlýða ve mükemmelliðe eriþmesi için gerekli her þeyi verir. Ýþte bu nedenle insan bireyleri çoðaldýlar ve yerleþim bölgeleri oluþturdular. Sonuçta insan toplumlarý ortaya çýktý. Bazýlarý tam bir toplum, diðerleri ise tam olmayan toplumlarý oluþturur. Bu bakýmdan tüm toplumlar üç tipten oluþur: Büyük, orta ve küçük.”
“Dürüst þehrin yaþama özünün varlýðýný korumak ve onu daha bütün yapmak için birbirine bütün organlarýn yardým ettiði çaðdaþ saðlýklý bir vücuda benzer. Vücut organlarý, doðayý ve yetenekleri bakýmýndan birbirine üstün olarak aralarýnda ayrýlýrlar (baþlýca organ olan kalp ve görev bakýmýndan kendisine yakýn organlardan oluþur). Bunlarýn her biri, doðasýndan belli bir yetenek verilmiþ baþlýca organ ve diðer organlarýn tek amacýyla uygun faaliyetini gerçekleþtiren bir yardým ve belli bir yetenekle verilir. Hiçbir þeyin yönetmediði baþlýca organla baðlantýlý olan organlarýn amaçlarýna uygun hareket edenlerin yardýmýyla bu organlar, ikinci düzeyde olur, bir de ikinci düzeyde bulunan organlarýn amacýna uygun kendi görevini yapan organlara varýncaya kadar gerçekleþtirir, ama soyut olarak hiçbir þeyi yönetmez. Þehir birliðinin üyeleri, birbirleri arasýnda kendi durumuna göre üstün doðalarý bakýmýndan ayrýlýrlar.”

Farabi hakkýnda bir menkýbe: Beyhaki’nin aktardýðý bir rivayete göre Büveyhoðullarýnýn veziri ve dönemin büyük bir yazarý olan es-Sahib Ýsmail bin Abbâd, Farabi’nin Tebriz’de olduðunu öðrenince, Rey þehrindeki sarayýnda görmek istemiþ. Farabi bir gün Türk kýyafetlerine bürünüp, kendisini tanýtmadan es-Sahib’in toplantýsýna gitmiþ. Onu tanýmayanlar giyim kuþamýyla alay etmiþler. Sonra yine içki içilmeye baþlanýp, alkol etkisini gösterince Farabi çalgýsýyla herkesi uyutacak bir parça çalmaya baþlamýþ ve herkes ölü gibi uykuya dalmýþ. Sonra da çalgýnýn üzerine "Farabi yanýnýza geldi, onunla alay ettiniz; o da sizi uyuttu, sonra kayboldu" yazarak orda býrakmýþ. Es-Sahib ve misafirleri uyandýklarýnda ne olduðunu anlamýþlar ama iþ iþten geçmiþ. Arkasýndan gönderilen adamlar Farabi’yi bulamamýþ ve Es-Sahip hayatý boyunca buna üzülmüþ

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.