“KARDA ANKARA…
Ardýndan aralýk kaldý kapým
An gelir dönersin diye geriye
Kaç takvim eksilttim mevsimsiz
Gelmeyiþinin üstüne çok üþüdüm
Ama kimseye de demedim…
Kirpiðimde buzlar camlarda buðulu suretin
Çok yol bekledim gözlerimde batarken güneþ
Zikrin tespihini çekti, içtiðim þiirler
Sen hiç bilmedin bu kentin neden titrediðini
Ben gittim
Sen gittin
Kar düþtü eski yürüdüðümüz sokaklara…
Karanlýkta yürümeyi öðrendiðimde yanýmdaydý yalnýzlýðým
Ellerimdeki resmin meczupluðumun haritasý olurken orta bir yerde
Ýki mýsra diþ geçirdi kar düþtü Ankara’ya
Aysýz bir geceydi hem de kapkaraydý
Kumsalsýz bir kenttin kar izlerinde kaldý adýmlarýn
Biz eskilerde yürüdük parkama dolarken lapalar…
Sana dair bir þiir yazabilseydim eðer
“ Aysel Git Baþýmdan” demeyecekti dudaklarým
Çirkinliðimin gölgesini vurmasaydý aynalar yüzüme
Sana çok söz söyleyecektim
Kal diye
Kal diye yangýn yeri yanýmda…
Ýþte bu yüzden sevdim ben ayaz geceleri
Çetrefil eski resimler beni götürmesin diye
Bir þarabýn ýþýðýnda beyaz mumlarý içtim gizlice
Biz eridikçe açýldý yollar eylemci aþk þarkýlarýna
Bir kar yaðdý, bir kara düþtü ,üþüyen Ankara’ya…