Uykuya dal küçüðüm
Bin asýr daha da açma sakýn güzel gözlerini yokluðuma…
Ta ki dönene kadar tüm günahlar gökyüzü ekseninde
Sabýrla bekle beni dalacaðýn o uykuda…
Saltanat Kaftanýmda bin yýllýk acýlar
Ellerimde nöbetçi bir Kuzgunun gözyaþlarýyla
Döneceðim…
Mutlak döneceðim bir gün çünkü sana!
.
.
.
Aðustos muydu?
Hayli þiddetli bir kasýlma anýydý hatýrladýðým
Bir ejderin aðzýnda oturmuþ
Yanabiliyor olmanýn hazzýyla
Parmak uçlarýmý dilimle törpülüyordum *sanki
Ve
*Sanki
Bir Kuzgun besliyordum
Utanç yoksunu göðüs kafesimde
Ki
Delik deþik olma nedenlerinden en önemlisi
Buydu kuþkusuz günahkar kalbimin
Aðustos muydu?
Yeþermeye baþlýyordu *sanki
Baþka hayatlara ektiðim nifak tohumlarý
Ara ara suladýðým arka bahçe zakkumlarýnda
Kozalarýndan çýkma telaþlý *bir gurup kral kelebeði
Üþüyen yanýnda ise hayatýmýn
Sere serpeydi küfürlerim
Ki
Hepsi de sarhoþtu hayli o küfürlerin!
Ve
Hayli
Mayhoþtu tatlarý
Gecelere kafa tutan üryanlýðýmdaki günahlarýn…
Mahremiyetlerin erguvani rengi can bulacakken kelebek kanatlarýnda
Kadife, kederli, zeytin zifti gözleriyle bekçilik ediyordu *sanki
Beslediðim o Kuzgun
Sabi sübyan *bir sürü cehennemliðe
( ya da cennetliktir her biri… Kim bilir!)
.
.
.
Vazgeçme benden küçüðüm…
Ben ki;
Azgýn bir hipopotam þehvetiyle dörtnala koþuyorken
Hala aþkýnýn peþinden
Dahi
Zehirli salyalarýyla diþisine kenetlenmiþ Komodo þefkatiyle
Hissettirmeden de öz aðýrlýðýný
Ruhumdan parçalar býrakýyorken her gece gizli gamzelerine
Benden vazgeçme küçüðüm…
Söyle þimdi;
Bu inançsýz ruh
O *izafi y-amaç evinde sarýlabilecek miydi sanki? Derinlerindeki kadýna
Meleklerin “Mahremidir Kutsal Bakiremizin” dedikleri *süt beyazýna
Acý telvesi özünden milyonlarca günahý akýtabilecek miydi? Hesapsýzca…
Heyhat;
Ayrýlýða iþaret o sözü
Tek bir kez dahi
Aðzýna almayý reddeden Kuzgunlarýn laneti midir hep?
Kendi familyalarýna l-eþ olmak…
(Yýldýray Kýzýltan)