İki Nüfuslu Bir Serenat Şehri
Kaç ölü gezegen vardý hep karýþtýrýyorum
Bir zamanlar yaþamýnýn olduðu, keþfederken öldüðümüz
Parmaklarýnýn etrafýnda susarak dönen, kütlesi düþler
kusursuz bir geçmiþ zaman kipi –
yine parçalan birkaç kýta sonra,
taaaa genzimde
lekende bir ürperti – çok oburduk o gece
bir batýmda dokuz yavru senfoni doðurduk
bir baktým, senin inançlarýnla nikahlanmýþým
ne kadar unuttuysan da burnumu öpmeyi
devþirme bir göz yaþý -hangi öyküden belli deðil
sahiplenmek lazým yine de,
yoksa o cani, kiralýk hüzünler, býrakmaz peþimizi
avuçlarýmda yýkan, o zaman kimse göremez seni
Buraya kadar her þey iyiyse, biraz dans edelim
Masmavi ve kývýrcýk rafyalar – gamzeli masal
Peki nasýl sýðdý, o çatý arasý, küçücük kutuya
Transparan bir karalama, zamane eskizleri
Adamýn kafasýnýn üstüne bir sevme balonu :
“unutkan bir tercüman yardýmýyla seviþebiliyoruz sadece”
Benim ilk aþkým elinde terazi tutan o çýplak kadýndý
Bir siyah sana bir siyah bana, bir siyah, bir siyah
Pay ediyordum, ne kadar aðlamaklý gece varsa,
Ýþte öðrendik zaten, kaç milyar gezegen varmýþ
Ve kaç milyar yýldýz, doðup ölüyorlarmýþ oralarda
Bir Edith piaf yalnýzlýðýnýn etrafýnda dönen
Tamam, bu sokakta duruyor sana telaþým
Farkýndayým en güzel muhitine geldik,
Ne bileyim bir gören, belki bir seven olur bir düþ vakti
Kýrmýyorum seni, en son öptüðüm yerde býrakýyorum kalbini
Merak etme, karnýmý doyururum ben ,
Sahil kenarýnda serenat satan yaþlý adamlar duruyorsa hala…
Oktay Coþar
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.