Azra
gece koyaklarda türkün olur nefesin yankýlarla avuçlarýna siner
yar sevdan sýlaya durur ve alnýnda harlanmýþ yazgýlar söner
sonra yaðmurlar tek baþýna bir mevsime döner
kimseler bilmez bu telaþ kimler için
kaldýrýmlar kalabalýk saatlerden çekilirler
falcýlar hayallerini hiç bilinmedik yalanlara çizerler
derken üþür çobanlarýn kavalý ateþ ýsýtmaz bu daðlarý
kirpiklerinde bin zühre yanar gözlerinde intihar þafaklarý…
hikayeler çoktan býraktý kahramanlarýný sulara azra
tayfalarýn þarkýsý bilinmez bir girdaptýr þimdi
korsan bir sevdanýn yaðmalanmýþ hüznü
artýk bu kentin tavlý býçaklý sokaklarýnda gizli
kirlenmiþ bir sevinin kasýklarýnda büyüyor düþler
ýslak bir kaldýrýma düþüyor sürgün yalnýzlýðý
kendini vursan da köpek içmez bir þaraba
savrulan diline saplanýr neþter kesiði kýrýk kan tadý…
deðildi dolandýðým korular çýtýrdayan serviler mezar deðildi
bu emanet soluk bu emniyetsiz gülüþler sevinç deðildi
sonra sen deðildin ellerime çarpan kýyý kasabalarý
ve istasyonlara yaðan o sarhoþ bakýþlar o tren ýþýklarý
o feryadý uçurumlara serpilen aðýtlarýn gözyaþlarý
deðildi tenhalarý tutan çakallar yakamýza sýr deðildi
rahmi deþilmiþ þiirlerde kasýlan acýlar þairlere naz deðildi
her seviþmek bir aþk her varýþ bir vuslat hepten yasa deðildi…
yeminler çok zamandýr destanlardan çekildi azra
öncesi yoktu yalnýzlýðýn sonrasý bilinmezdi
ve zaman yüzümüzü taradýðýmýz aynalarda çatladý
ne serin bulutlar gelip üstümüze kondu
ne de turna kanatlý seherler þarkýlarýmýzý buldu
tenin damardan dirhemle gittiði
tapýnaklarýn ilahlarýný yok yere terk ettiði
bütün masallar bile gün oldu kahkahalarýmýzý vurdu…
ferman verilmiþ bulvarlarda asýlý bir afiþtim aklýma
sýnýr boylarýndan geçtim adýn saklýmda kaldý azra
yengilerde kaldý çocukluðum o da kaðýttan gemilerde yandý
o gemiler ki sensiz dolandýðým kuyu kuytular kadar dardý
þimdi bileklerine dolan her rüzgarda bir boþluðum
hicranýna deðen her külde ömrüme de gazap bir soluðum
bu yüzden azra uçsuz bir kervana bucaksýz bir yoldur aþk
ölü þairlerin gezindiði yurtsuz bir serüven kederi…
ve mudanya limanýnda üþüdüðümüz o günden beri
hala seni soruyor nihavent caddelerde çalan
dökülmüþ diþlerinden sýzan
o hiç dinmeyen kemancýlarýn
eskimeyen esrik gazelleri…
Mert Metin
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.