köyde en sevimli ev –göçmenevi- macur Göçmen Yusuf köyden de göçmüþ çok olmuþ Aydýn’a davþýnalý en geniþ pencereli bina mektep diðerlerinden farklý talebeler sýva pütürüne elbiselerini, çantalarýný asarlardý etrafýnda yarýþ ederlerdi hep
mümessil intizamý bozanlarýn numaralarýný garatahtaya yazardý herkes öðretmene verilmekten korkardý ama hiç kimse yaramazlýk etmekten de geri durmazdý çocuk aklý.. avuçlarýna cetveli yer otururlardý bu görevini yerine getiren öðretmen küçük dolaþým, büyük dolaþým anlatýrdý çok umurumuzdaydý
öðle paydosunda çýðrýþ-baðrýþ “öylen ekmeðine” evlere ilk fýrsatta gene okul bahçesine, oyun kavga-dövüþ, yarýþ benizler kýpkýrmýzý, sýrtlar terli, soluk-soluða kalýnmýþ, birileri her halükar da birilerini kayýrýrlardý akrabalýk revaçtaydý
birileri teneffüsler de bayrak direðine týrmananlardý birileri hemen her konuda yarýþ yaparlardý koþarak mektebin etrafýnda tur atarlardý, baþka birilerinin de iþi gücü, birilerine zengin çocuklarý ve güzel kýzlara yaranmaktý
tabi yarýþý önce gelen kazanýrdý bu arada birilerine çarparlardý birlikte yere yuvarlanýrlardý eðlencenin doruðunda biri eline alýr sapsýz pirinç zili, onaltýlýk çiviyle vurarak zil çalardý
zil teneffüs süresi bitti demekti geç kalan tokadý tekmeyi.. olmadý cepdeli yerdi.. terden ýslak saçlar, pembeleþmiþ yüzler derin derin alýnan nefesler oyuna, itiþip -kakýþmaya devam edenler sýnýfa doluþup, öðretmeni bekleyenler, itiþ-kakýþ, gavga-gürültü, vayvalak, curcuna, ve þahit olurduk, her teneffüste birilerinin birilerine özellikle zengin çocuklarýna sahip çýkmasýna beni hiç kollayan olmadý kimsem, kale’m ne gam oyuna da lamazlardý “o(ð)lum bi yanýna biþiy olcak” diye arada bir gönlümü alýrlardý
ne kadar süreceði belirsiz teneffüs aralarýnda çalmadým hiç öðretmenden habersiz öðretmenler odasýnýn kapýsýnda öðretmenin gözlerinde gözlerim tamam “çal” desin, hani baþýyla ellerimde bir onaltýlýk paslý eski çivi, bir sapsýz zil ile beklerim.. bütün bakýþlar düþmanca olsa da o günkü konuyu iþlerim, kimse takmazdý öðretmen gayet memnun, gözlerim parlardý ama sanýrým kimse bir þey anlamazdý umurumdaydý?
köyde kendi yaðýmýzla kavrulduðumuz yýllardý hey anam hey ne sigarta ne tekaüt ne kira ne taksit derdimiz vardý
DÝPNOTLAR
Göçmen Yusuf: Ýkinci Dünya harbinden sonra, Bulgaristan’dan mübadele yoluyla gelen muhacirlerden (1952) davþýnmak/tavþýnmak : taþýnmak, nakil mektep: okul talebe: öðrenci mümessil: sýnýf baþkaný cepdel : cetvel itiþmek: birbirlerini istemedikleri yönde itelemek kakýþmak: sözle birbirlerini
RESÝM KÖY ÝLK OKULU Teþekkürler Bircan
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.