"yengeee dedi Afitap beni sever mi" "o kim len dedim" senin adýn "Afitap" mýþ.. herkes seni bilirmiþ herkes seni sorarmýþ "Afitabý gördün mü" “konuþmadýnýz mý” “çiçeði aldý mý” “mektuba cevap yok mu” “o kýzla evlenmezsen hakkýmý helal etmem” … neler neler seni dilinden düþürmüyor bak þimdi! "Afitabý ayarlayana kadar gözüme gözükme” demiþ komutaný
"Afitap izinindeymiþ sabahlarý" “-askerliðinde cýlkýný çýkardýlar valla aþýk diye herkese izin verseler kýþlada kimse kalmaz deðil mi benimki de kaçýp durmaz böyle … eþþolueþþek” ..
“ulen bir adým at öküz gibi “elleri baðlý” bakýp duruyor ne zaman uyur ne zaman yemek yer bilmem" ne zaman baksam orda
"o seni seviyor be ablaa" dedim "-haspamm.. o þerefsiz! .. aklý sýra.. beni baþtan çýkaracak dulum yaa.. .. naahh!
hem sen.. anandan evvel ahýra girme sen kendini düþün ne deycez çocuða "ne bileyim ablacýðým ne dersen, de" … "ama.. olmaz"
**
her gün kursa koþuyoruz, hep Mutludan konuþuyoruz binlerce kez anlattý Arzu abla baþta dedikleri çok deðiþti aslýnda sanki çok umurumda hakkýnda her þeyi biliyordum her þey güzel, harika olumlu en güzel þey Mutlu
çamur deryasýnýn olduðu yere kadar koþuyoruz orada yavaþlýyoruz bekliyoruz geri dönüyoruz endiþeleniyoruz .. baþýna bir þey gelmiþ olmasýn aklýma hiç güzel bir þey gelmiyor inanýn varsa da, yoksa da Mutlu sevmek bu mu?
sabahlar olmuyor pencereden kolluyorum Arzu ablanýn ýþýklarý yine sönük yönü yolun karþýsýna dönük baktýðý tarafta asker kaçaðý devrimci, sözde sevgili penceresi açýk, o karanlýkta sabahlara dek sigara içiyorlar ikisi hep ayný manzara puslu benim derdim de hep ayný “asker Mutlu”
askerim ortalarda yok bir hafta doldu ona bir þey mi oldu yaþayamammm.. .. hafta sonu yine koþtum Arzu ablaya yine pazara gitmiþ teyze amca ne yabancý bir ayakkabý ne bir faaliyet mutfakta "geel" diye bir ses içerden "havadis yok mu bizimkinden!" "var" diyor "gözünaydýn" "sýrasý mý þakanýn" "þaka deðil görmüyon mu" “Allahýýmm!” "de ðil miþ” “Mutlu buuuu"
sonra bir sustum ki.. fayda etmedi Arzu Ablanýn iteklemesi, yalvarmasý, bin zoruyla tarifsiz anlamsýz bin nazla içeri giriyorum ama o tarafa hiç bakmýyorum oturup..sesi kesiyorum onu sürükleyip getirip yanýma oturtuyor iteleyip dibime getiriyor þakayla karýþýk dokunmak zorunda býrakýyor ama ne mümkün “cýss” oluyor "sen yokken bülbül kesiliyordu geldin dut yemiþ bülbül oldu" “dilini yuttu” bu! bin þükür iyi, sað ya Mutluu
"ne oldu! sabahtýr konuþtuklarýn hým Mutlu! ya senin haným abýla, "acaba baþýna bir þey mi geldi" diye endiþelendiklerin baþýmýn etini yediklerin nerde gözün aydýn turp gibi iþte..
o bir aylýk "Afitap Ýzni" bitmiþ meðerse küçük haným ikna olmuyordu kýrk defa soruyordu hastalanýyordu intihara kalkýþýyordu þimdi n’oldu þimdi mutlu!
garezin banaymýþ demek cadý hadi kendi elinle yedir bakalým aþkýný ...... hadi gýý hadi bakalým erkek ver bakalým hediyeni dur ben çýkayým da öyle" … o hep yere baktý durdu konuþmak istesem de bana da bir þey oldu sesim çýkmýyordu ama mutluydum tabi hemde çoook çok çok mutlu!
ne kadar zaman geçti bilmiyorum Arzu ablanýn býraktýðý gibi ben yerimde oturuyorum arada bir göz ucuyla bakýyorum o hep ilk andaki gibi Arzu abla kahvaltý getirdi "þimdi bizimkiler gelir" dedi o kapýya yöneldi çok ama çok mutluydu seviyordum onu .. acaba hediyesi neydi.. sahi.. bir oyuncak bebek mi? "sýr" diyor Arzu abla! Ablacýýmmm ama aslýnda o da görmemiþ ki.. tam açacakmýþ, gelmiþim.. kaç defa anlattý.. doyulmuyordu mutluyum Mutlum Mutlu ..