Gündüzkuşlarını uçuran da sensin öldüren,yaşatan da
Doğan Güneş
Gündüzkuşlarını uçuran da sensin öldüren,yaşatan da
Anlat diyor el deðmemiþ bir þiir
geceleri pencereye yaðmur yerine
sözcüklerin týkýrtýlarý düþer gibi seviyorum
ilk incinmiþliðimi
geceler tanýr beni
sokaklar,þehirler,devriyeler tanýr beni
Sonra diyor ezberlenmiþ yenilgim
derken güzel bir sabah
yüzümden öpüyor çok yýldýzlý bir gece
bu çaðda bu hüzün tanýr beni
Sonra diyor bir þarkýnýn nakaratý
söyleyemiyorum
mavikuþun kanatlarýnda seke seke
çýðlýk düþüyor yakamoza
Sonra diyor aynada yüzüm
sonrasýný nasýl anlatayým
mayýs’ýn on yedisi aðlatýr ikimizi
Eðilip kulaðýna fýsýldadýk gecenin
neyin var
seni böyle coþkun
seni böyle mahsun kýlan ne
hiç
kýzýlcýk þerbeti içtim
ey hayat! çýk teninden ve benimle yüzleþ
Bir vagon dolusu umut yüklemiþtim
bir sabah geldiðim þehre
etrafýmda çerden çöpten oyuncaklarýyla
telaþlý çocuklar
bir kadýn yüklenmiþ gidiyor balkon çiçeklerini
yanýbaþýmda en sevimli haliyle ürkek cumartesi
þarkýlar söylüyordu
yolboyu beyaz badanalý tek katlý evler
rüzgar saçlarýmý daðýttýkça yüzümde pýr pýr bir sevinç
ellerimi uzatsan avuçlayacaktým gökyüzünü
özlemimi gidermeye dalga sesleri yetmiyordu
gün biterken
üç yüz iki numaralý odada
bileklerini kesti su’ya dair ne varsa þiirden öte
Belkide rotasýz bir vapurun son seferinde
ateþe verdik kuþlarýn þafaða olan güvenini
gövdelerimizi sokaklarýmýzý hýrpalayanlar ne ki
sözcüklerini dehþet bir kente susmuþluðun
yürekte uzaklýðýn kor hali
Ah sana onca isimden sonra sessiz gölge mi demeliyim yoksa
sanki herþey raylarý döþenmemiþ bir trenin
bomboþ istasyonlarý geçmesi gibidir
içimideki ses durup dururken senin þehrinden kalkýp
Ýstanbul’un çýnarlý bir kahvesine,oradan
smirna’nýn üç yüz iki numaralý odasýna doðru yol alan
beyaz vapur’da nasýlda bitimsiz yankýlanýr durur
’’Gece bütün nezaketliðiyle turuncu tosbaða..
Söylesene hala meþgul müsün?’’..
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.