paydos zili çaldý... þimdi en yorgun vaktidir aþkýn. makinalara, diþlilere harcanan umuttan, kumaþlara, nakýþlara dökülen emekten ne kalmýþsa geriye bir pastanenin soðuk, kirli ve rahatsýz sandalyelerinde paylaþýlacak...
bahçeli ev hayalleri, erkek çocuk, kýz çocuk hikayeleri... gecekondu kapýsýnýn hüzünlü gýcýrtýsýna babanýn sorgulayýcý ananýn kaygýlý bakýþlarýna kadar sürecek...
üç odalý ev özlemleri dolduracak yoksul ceplerine benzeyen yürekleri usulca tutuþan ellerdeki ter, gözlerden akmayan yaþlarýn tercümaný... elleriyle aðlayacak iki yürek...
sonra sitemler baþlayacak babaya, patrona, düzene...
derken, ucuzluktan aldýðý, üstündeki yazýda "su geçirmez" yazan ve fakat kýzýn sudan hep uzak tuttuðu "markalý" saatine bakýp irkilecek kýz geç kalmýþlýðýn korkusu, ayrýlmanýn hüznüne karýþacak...
duraða kadar vuslat yaþayan eller ayrýlýk hüznüyle yüreklerine benzeyen yoksul ceplerine sokulacak. son bakýþma da otobüsün gürültüsünde kaybolup gidecek...
sonra tekerlek dönecek, kýz gidecek ve delikanlý umutlarýný yeþertmek, üç odalý ev hasretini dindirmek sevdiðini mutlu etmek için karþý kaldýrýma geçip þans oyunlarýna yatýracak doðmamýþ oðlunun ayakkabý parasýný...
Yüksel Hoca
Sosyal Medyada Paylaşın:
kardanyusuf Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.