dağların dumanından ceylanların gözlerinden bahseden bize benzettiğim türkülerin kurbanıyım ben uyumaya yasaklı bir balkon sandalyesinde solgun bir gölgenin sigara arayışıyım ruhuma sığınmış göğün kül rengi yalnızlığı sızılarım var çocukluğumu hatırlatan acıdıkça konuşmayı unutturan
ikmale kaldığımız ömür dersi tepesine trafikler doldurduğumuz dağ dünyayı yağmalayan ve ölümcül hünerler sergileyen insanlar var aramızda aramızdan çekilsin yarasa kanadında yaşayan kentler kuzey kutbu ve penguenler semirmiş nice suç iklimi kirletti kırları göğsündeki parklarda biraz uyuyayım
korkarım dolunay her şeyi anlayacak ışıltısında bir karanfil dertleniyor dudağımın kenarında öpüşlü anların gözlerimin ıslak duruşu yüreğimin yüreğini arayışı ve şiirime sinmiş kokun kimse görmesin ilkbahar biriktirmiş ellerimi sevmenin harflerini damlatarak ısınıyor göğsümde sapsarı ıssızlık
nehirin deniz olma haliyim çağlaya çağlaya genleşiyor tutkum sana sokulmak istiyorum usulca yalnızlığın kalabalık halleri var ruhumda mavi gezegenimiz çınar ağacım nar çiçekleri yazlık sinemalar sisli bahçeler varlığımıza dokunan tüm türküler parmaklarımı yüreklendiren sevişmeler ve yanaklarımın kırmızılığı
biraz önce anımsadım gecenin acelesini rüzgârın bittiği yerde kaldı hayallerim ötesi kin, kargaşa miğferleri çınlayan ahtapotlar kıyıma uğrayan karayağız çocuklar yüreğimin duyulmayan çırpınışları gestapoların çivili lügâtları aniden gerçeklerin üşüten şaşkınlığı
alnımın ortasında toz duman yanların hep savunmasız ortada can ne zaman dalsam sevdaya, sana bir tutam albüm, biraz ray, biraz yol uzaklığı kavratan trenler ve terminaller
biz, mavi bir afişe yerleştirilmiş iki güverciniz yaşamak başlayınca göğe bırakılacak olan
o gün gelince teninin deniz kokusuna çağır beni...
Sosyal Medyada Paylaşın:
çöldeki kelebek Åiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.