sil baştan varolmak...
"bir an olsun kendiyle göz göze gelmeli ve sormalý insan; ne oluyor? diye."
göðüs kafesindeyiz bir þehrin iþte
geniþleyen göðüs kafesinin tam üzerinde
çýplaklýk deðil bu, ne de günah...
bilakis yaþayan þeylerin çekiciliði
ve baþtan çýkarmasý yine yaþayan baþka þeyleri
omuzlarýn aðýr aðýr inip kalkmasý mesela
dudaklarýn konuþurken titremesi
bir türlü yerinde duramayan eller
hayatýn peþinden koþan kalp
ve gözler…
aydýnlýða açýlan pencereler
aðlamanýn her türlüsü, gülmenin her türlüsü…
gören gözlerde saklý duran bütün o sahneler
ve bütün o kullarý akýl almaz Tanrý’nýn
yani ayný ýþýktan gelenler
ayný ýþýktan gelip farklý renklere dönüþenler…
bir garip gökkuþaðý gibi varolmak
ve büyümek giderek küçüldükçe
bir yandan mânaca kabýz bir dil
öte yandan nerede susacaðýný bilememek
büyük büyük kelimeler... anlaþýlmaz cümleler…
nasýl desem?
bir þarkýyý dinlerken kendinden geçmek
sonra kaybolmak bir baþka þiirin içinde
kutsal kitaplarýn sil baþtan yazýlmasý…
yeni Tanrýlar icat etmek…
ardýndan “arþ-ý alaya kör kütük gelmek”…
Neyzen’in ve Hayyam’ýn sarhoþluðunu þaraptan bilirler
ve her özgürlüðe kýrmýzý bir elbise giydirirler
yaþýyor olmanýn kabýz refleksleri
durun! soluklanýn hele, bu kavga yeni deðil…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.