ÜÇ GÜN…
Üç gün önceydi bir akþamüstüydü
Üstüne üstlük þehir kara bir gömlek çekmiþti üstüne
O da yetmez gibi tek tek indirdiler martýlarý vapurdan
Oda kör penceresiyle gördü yakýlan dalgalarý
O, oturup aðladý yaðmalanan sandalcýlarýn hüzünlü bakýþlarýný
Matemli bir bulut yaðmurlarýyla geldi yangýn yerine
Kayalýklarda derin bir yosun kokusu salýnýp geçti
Kýzkulesi sessizdi
Rüzgar alabildiðine hafif fýsýltýyla esiyordu
Bir tek balýkçý kayýklarý þahitti dalgalarýn sözlerine
Ben görmedim kördüm balýklarýn konuþmasýna
Ucuz bir oteldeydim dokunduðumda anladým…
KURU …
Dar pencereler kerpiç evler
Ýnce kývrýmlý sokaklar
Üç beþ satýcý çýkrýkçý yokuþunda
Týrmanýr uçurtmalar göðe
Yerde bir toprak kokusu uçar yaðmur sonrasý
Salýnýr bir zaman zamansýz havada koca bir bulut
Keser soluðu nefessiz derince…
Eskiciler geçer hatýralarýn önünden
Seviþmelerin yosun tuttuðu kaldýrýmlar suskun
Melahat teyzenin elinde eteði
Yoðurt tutacak süt taþar
Gencecik çýðýrtmacý kýzlarýn eteklerinde
Jöleli saçlý gençler döðme yaptýrmýþ
Kollarýnda kara saçlý kýzlarýn isimleri
Dýþarýda sýzmýþ bir sarhoþ kapý önünde
Kilidi elinde bir bahar matiz olmuþ
Bekçilerin ellerinde demirden düdükler
Demin geçti son vapurlar dudaklarýnda derin türküler
Trenler raylarda kendi þarkýsýnda
Az sonra fýrtýna gidecek uçaklarýn kandýnda
Biraz gri bulut biraz mavi karýþacak sözcüklere
Ya da þiir bulaþacak gidenlerin avuçlarýna
Bulaþacak parmak uçlarýndaki martýlara…
Neyse boþ verip boþluða saralým toprak kokulu sevmeleri
Ya da çürümüþ yaðmur damlasýnda ýslatalým çatlak dudaklarýmýzý….