“Kýzýl saçlý yâr!” Haydi; tut elimi gidelim.
Bize yol gösterecek, Sitare’yi güdelim.
Dalkavuklara kalmýþ, sadakat ile güven.
Düne kadar onlardý, Bey’e delice söven.
Hiç oldum mu hiç, senin yolundaki bir diken!
Elifi göstererek, benim, hep diller döken!
Ne saçýný okþadým, ne de elini tuttum.
Zannetsin ki zevatlar, bu oyunu ben yuttum.
Kirpiðine aldýrma! Býrak da aksýn yaþlar.
Sevdim seni deyince hiç çatýlmasýn kaþlar.
Ýhanete tanýktým, bey oðlu konaðýnda.
Doðruluk ne, neymiþ ki, fitne fesat aðýnda.
Dar geldi ikimize, zaman ile mekânlar!
Kýrýlýp dökülürken Sýrçalý camekânlar!
Zaferler mi kazanmýþ, baþý sorguçlu kavuk!
El âlem biliyor ki, onlar her zaman lavuk.
Ah! Sevdam sorgulandý, henüz baþlarken biten.
Güven denen inançtý, yürekten yitip giden.
Yalak ile yavþaklar, olmuþsa Beye çýrak.
“Kalk yâr kalk!” Yol göründü, gönül yolumuz ýrak.