Peþine takýldýðým konvoy gibi uzun süreli
Klakson çýðlýðý gibi coþkun bir yerde
Yalnýz siren ürkütücülüðü kaldý derinlerimde
Kurumuþ kan pýhtýlarý vardý ellerimde...
Sesimde kuþlarýn kanat çýrpýþlarý kaldý
Yüzümde dalgalarýn kývraklýðý
Soðuktu tenim
Poyrazlarýn kucaklaþmasý gibi
Ilýktý içim
Ateþin buzu tüketmesi misali…
Az da olsa mutluluk vardý aslýnda
Adýmlarým her ne kadar isabetsiz olsa da
Yolum vardý yürüdüðüm, hýrslanmýþ bir hefedim
Evet korkular kaldý belleðimde, evet
Sancýlarým çoðaldý…
Volta attýðým düþlerim vardý odalarda
Boþluklara daldýðým, dalýp çýkardýðým
Sularýn yuttuðu, rüzgarýn kuruttuðu hayaller
Besisiz bir tarlada yeþermeye zorlanan
Yaþatmaya çalýþýlan, çabalanan…
Ve o kadar masumdu ki her biri
Ýçlerinde ufak tefek ‘biz’ kalan
Hani alsan saklasan gizli köþelerde
Devasa bir mücevher gibi kýymetli…
‘’Yatma, kalk çocuk!’’ diye fýsýldarken akýl içeri
‘’O zaman bana iyi bak’’ geldi çýðlýkla ardýndan…
Kangren oldu yüreðin büyük bölümü
Ýçimdeki çocuk ise hala yatalak…