ne beni yak
ne kendini
bak;
gel roma’yý birlikte yakalým
sen endülüs’ten
ben antalya’dan
beraber bakalým
güneþ ikimize de yeter
bir gün sen
bir gün ben ýsýnayým
ayný yýldýzlarla fal bakalým
ama býrak,
ege’nin mehtabýnda
yalnýz ben ýslanayým..
sen zal oðlu rüstem’i,
ben efrasyab’ý anlatayým
ayný dünyanýn insaný olalým
sen güney kürede
ben kuzey
cebel-i tarýk’a varmadan döneyim
lut gölündeki hayalini
everest’lerden seyredeyim
bakma öyle,
bütün köþeler tutulmuþ
deliklerde izdiham var
sen þöyle bulutlar gibi
püfür püfür geç üstümden
düþme sakýn
ben sessiz bir gölge gibi
kývrýlayým resimden
bakma ne olur
ellerimi sýtma tutuyor birden
bir kirpi aslaný boðuyor
bu þehir sarsýlýyor yerinden
insan nisanda buz gibi soðuyup
kumlarda uzanmýþ yatarken
kutuplarý soluyor aniden
kaç kaç bitmiyor bu serüven
güzelim anla artýk,
sana da
bana da
yeter bu evren