EMANET MEKTUP
Akþam bu ya bu son tren..!
Lokomotifte bir heyecan
Ha dokunsan canlanacak kaçacak sanki
Makinist aceleci
Bir kondüktör zulasýnda düdük
Daha az önce geçti önümden voltalayarak sabýrsýz
Saatim yoktu
Sanýrým gece saldýrýyordu tek bildiðim Haydarpaþa garýndaydým
Koynumda Bayrampaþa’dan aldýðým bir mektup
Zindan, bu ya rutubet çökmüþtü göðsüme
Zarfýn üstündeki isim beynime kazýlýydý zaten
Terettüdsüz bir duvar kenarýnda yazýlmýþ besbelli
Kýrýþmýþ kaðýdýn ucundaki yosundan belli ilk aldýðýmda anladým…
Yolcular çakmýþ dünden camlara bakýþlarýný
El sallayanlar mý dersiniz sayýsýz…
Valizsiz bir yolculuk iþte bu ne olsun
Gidip gelmemek dönüp görmemek misali….
Beni getiren vapur böðürür Kadýköy sancýsýnda
Martýlar baþýnda cirit atar kanatlarýnda duman
Ve birazdan kalkacakken þimdi tren
Gözlerimi ben Marmara’ya býrakacaðým
Denizdeki mavi köpük köpük çalkalanýrken dalgalarla
Belki de artýk iki gözümle göremeyeceðim bu þehri…
Sis bu ya hep saklar dar aðaçlarýnýn dallarýný
Paslanmaya yüz tutmuþ tünellerde kör olurken gözlerim
Uzak kalýyordu deniz kokusu
Ve içimde büyüttüðüm kimsesiz martýlarýn kanatlarý soluyordu …
Oysa badem çiçekleri baharla beraber dünden açmýþtý
Köydeki Fatma Nine sularken avluda sevdiði karanfilleri
En beyaz olan karanfile , Yusuf
Kýrmýzý goncalý güle de Nazým koymuþ adýna
Yaradan þahit valla ben bunlarý hep baþkasýndan duydum
Ben trendeydim…
Kondüktör gördü gece gördü bir de bu kara vagonlar…
Göðsümü küflendiren mektubu henüz okuyamadým
Sýrf uyandýrmamak için Fatma Nine’yi
Ýmam söyledi bundan sonra okuyacaklarýmý
Bu yüzden bende onun kýbleye gelen baþýna koydum
Oðlundan aldýðým iki satýrlýk bu emanet mektubu…