küçücüktüm
zayýf ve çelimsiz bir kýz çocuðu...
seninle tanýþtýðýmýzda,
sen ise genç ve heybetli,iri,
bahçemizin en ortasýnda
gölgene sýðýnmak bir oyundu---
bazen týrmanýrdým en yüksek dallarýna,
bir minder,bir kitap kolumun altýnda
dünyayý keþfederdim kollarýnda..
o zaman ne kolaydý hayata tutunmak
ve senin geniþ gövdene týrmanmak,
benim yüreðim minik,hayallerim basitti
içime hüzünler henüz girmemiþti,
nerden bilirdim senden ayrýldýðým gün--
uzun olacaðýný sana hasretimi,
aklýma geldiðinde sen gibi titreyeceðimi...
........
rüzgarmý ,hayatmi savurdu beni
acýlar hüsranlar bazen de mutluluklar
zamana yenik büyüttü beni.
içimde sen resimli bir çocukluk kaldý
birde yemiþlerinin unutulmaz tadý
babaannemin sesi---ezan sesinde
anýlar dökülürdü gözyaþý hanesine.
ömrümden bir çeyrek geçtikten sonra--
yolum düþtü anýlarýmýn en ortasýna
ve sen hala oradaydýn...
dimdik,dolu gölgenedir sýðýnmalar
okþadým seni,uzun uzun sevdim...
bir dostun yüreðine dokundu parmaklarým
hala eðilmemiþ,güçlü dallarýn,
hala onurlusun , kimseye anlatmadýn
çocukluðumda sende kalan sýrlarým...
dut aðacým...
yine en uzaklara savruldum kaderde,
gözümde akmaya hazýr göz/yaþým
sende kalan anýlarým ve...
bir avuç dut kuruþu avucumun içinde.