hangi kent daha büyütür ötekinden
öteli yanýmýz hep küçük
ayna bile yokken bu resimde
gördüðümüz peki ne
gök sýyrýldý soyunacak sanki mavisinden
daha kuþluðunda günün
çizilir gibi mültecice gece
incindiði yerde incelir söz
önünde bulunmaz ölçü
incelir incelir köz yürütür
aralý yaralardan fýsýltýlý dudak kýyýlarýna
derinde sayar acý adýmýný
çatar yerine bir daha bir daha
son görüldü imzasýný
bir yazýk atýlmýþ biçimde
söz önünden
göz arkasýna
býçak ucu basýlmadan geçilmez
neye yarar çiçeðine çiy düþmez bahar
çöl türküsü söyler murat bahçesi
leyli sahrada kum fýrtýna
sabrýna yandýðým toprak
göðün kadar sýnýrýn bilmezsin
sen ki bakarsýn eksik sarý
bilmezsin bulutlarýný
güneþe ateþ renkli oynaþ
ýrmaðýn bile gözünden bulanýk akar
saklýný taþýna devþir !
taþýn ki daðýnda zirve büyütür
sende ezilince berekete yurt
sus. susuzluðuna çare yok
yok kaynaðýn baþka yok
Hangi kent daha büyütür ötekinden
öteli yanýmýz saklý zaman göðü
kýzýl bakýr yanýðý
vakur yaþarken dünü
kalaylar ömrü al-aylar mahur
ne uzunmuþ arpanýn boyu
yaz git sus git
durup durup usançýn umut yolu
hep ayný sýnýra dayalý
erik çiçekleri dalýnda kurur
hep ayný zaman ayarlý anlatýr masalý
kimdir kentler sahibi söyleyin
kimdir mevsimlere isim veren
kaç dað gerek daha göðüse
n’aparsýn
taþýmak bir þey deðil de
kan suyunu kaynatýrken maðma
ne zor kürek çekmek dirence
yanmadan ellerin parmaklarýn
hangi kent daha büyütür ötekinden
öteli yan
çýð olsun isterse çaðlarca
ya sürgün düþerse küle
ya ölürse kendine hasretle
alnýnýn çatýsýndan ölümün taþýrdýðý terle
hangi anda ayrýldý yanlar
hangi taþý kaldýrsak baþka bir yan
yittiðimiz hangi sürur
dolmuyor hiç bir boþluk
hangisiydi unutup beklediðimiz...
Þükran AY