ben en çok gemilerin gecikmelerini severdim
bir de paçalarýmýn ýslanmasýný
dalgalarýn yüzünden kýyýlarda gezinirken
bakma yüzüme
yüzümün ýslanmasýný da severdim aslýnda
deniz kabuklarý ararken akþam olmasýna yakýn
sümüklü böceklerle buluþmayý hiç sevmezdim
ellerim benim deðildi o zamanlar
hep o kandýrýkçý mýzýkacýnýn paslý mýzýkasýydý
eksik notalarýyla her müziði çalan
ya da uçurtmacýnýn bilmediði her yola giden uçurtmalarýydý
yarý kopuk kuyruðunu düþürmemeye çalýþan
iþçiye benzerdi bazen
yaþlý bir kadýnýn taþýyamadýðý valizini beklerdi
gidemeyeceðim uzak yerlere parmak izlerimi yollardým
ve ben en çok güneþin geç batmasýný severdim
bir de ýsýrgan otlarýnýn ellerimi acýtmamasýný
dört duvarýmý denizle kaplamýþlar azizim
önüm arkam saðým solum sobe
ellerimi ne zaman gözlerime götürmek istesem
tuz kaplýyor tuzaklarýmý
ne zaman kapatsam gözlerimi mýzýka çalýyor içinde deniz böcekleri
dalgalar güneþleniyor içinde sereserpe...
yine geç geliyor uzaklardan bir gemi
paçalarým zaten ýslak
bir uçurtmanýn kuyruðuna asýlýyorum
güneþ batmamýþ gibi
üzümler görüyorum asmalarýn üstünde asýlý
uçuyorum...
az ilerdeki fýrýndan burnuma yanýk ekmek kokularý geliyor
dün ölen komþu dede üç tekerlekli bisiklete binmiþ
el sallýyor bayýr aþaðý...
siyah üzümden beyaz þarap yapýyor kýzýl saçlý kadýnýn biri
benim güneþimi kumbaraya atmaya uðraþýyor bir çocuk
ya karanlýkta kalýrsak azizim
günlerdenbirgün2013Davidoff