ah seslerine açýyor tüm gonca güller
ve en/gereksiz yalan sürgünler
þehadetler zinciriyle geçiyorum v/ah(a)larýnýzdan
elimde soldurulmuþ tohumlar
...serpe serpe
ç i s e l i y o r u m
geçtiðim yollardan...
yeni yetme
kaytan býyýk askerler emanetsiz/lere ah seslerimiz
goncalar yok artýk
son güller açýyor bu günlerde
saçaklarda asmalar yok
mor üzümler de
demirden gülünç kurþunlar sarkýtýlýyor
þarkýlara türküler ekleniyor
gözlerime a c ý/yorum...
denizlere býrakýyorum yerini kara(yazma)larýn
limanlarý yok gemilerin
zaten bütün gemiler d a l g a l a r a kapýlýp gider
kýyýlara vurulur sesleri
ne kadar saklansa da ey/vahlar... duyarým
sonra analar yoksun olur, oðullar yosun
yüreðimin týrmaladýðý bu kulaklar
kalbimin gözleriyle aþýnmýþ bu eller benim mi ellerim
yok tanýmýyorum, henüz tanýþmýyorum
II-
nasýr içinde bu avuçlar
yoruldu yoklar
bakmayýn ne olur, kýzarýyorlar
III-
þimdi
kýyýdaki balýkçýlarýn umutlu vira seslerini dinlemek istiyorlar
elinde bitmiþ þarap þiþesiyle içer gibi yalpa yapan ayyaþýn eksik þarkýlarýný
sevgilisine "seni çok seviyorum" diyen adamýn yeni yalanlarýný
kutlamak istiyor oðlu askerden gelen bir annenin yanlýþ telefonunu
vakit kaybetmeme telaþýndaki iki yaþlýnýn üstüne sýçrayan çamuruna
kolonyalý mendil uzatmak istiyor...
bütün simitlerini satan simitçinin s o n iki simidi neden ayýrdýðýný sormak istiyor
anneleri kurtulan kardeþlerin evi yerinden hoplatmasýna uyanmak istiyor
ç ý ð l ý k çýðlýklarýný bir bebeðimiz daha olacak diye sevenlerin
yeniden evlendikleri günü görmek istiyor...
duyuyor
görüyor
avuçlarýna bakýyor
duymak ve görmek avuç a v u ç / l a r ý n d a