Savaşın ortasında ki kadın
Nasýl gelsem
Nasýl sarýlsam param parça kollarýna
Dilruba, bana Halep’i, Þam’ý ve seni anlat
Anlat ki Hermon’nun hasretini
bir gelin tacý gibi Olympos’un saçlarýna takayým
Sen ki kanadý kýnalý serçe
Sen ki loþ karanlýklarýn þavkýyan yýldýzý
ve gasp edilen cennetimin en vahim
ve en pervasýz günahsýzý.
Bana dað çiçeklerinin þarkýsýný söyle
Sümbüller yine boynu bükük
Nevruz zemheride kalmýþ derler
Söyle Dilruba söyle; al yazmalý gelinler
Kýr çiçekleri açmadan sevdiðini neden bekler
Belki benim için bir hayaldin
Belki de mahþere adanmýþ bir dilek
Biliyorum Dilruba, biliyorum
Seni ve sevdalarýný yitirdiðim gün
Ýçimdeki gül yanaklý çocuk ölecek.
Ýsyaným var savaþlara
Kurþunlara Atomlara ve nötronlara
Dilruba, bana öyle boynu bükük bakma
Tek baþýma yalýn kýlýç deðilim
Kollarým çalý dikeni,
Yapraklarým fýrtýnada kalsada
Ah Dilruba çiçeðimi kokla
çiçeðim sevda
çiçeðim barýþ,
Çiçeðim dolu dolu Anadolu
Seni görmeyeli kaç bin yýl oldu
Ýlk insan kardeþ bilirmiþ kardeþini
Güneþe gülerek gidenler
Bir daha geri dönmediler...
Dilruba, saçlarýn gün ýþýðý
Gözlerin çölde kuruya kalmýþ hurma tanesi
Yabancý bir el dokunsa týp diye düþeceksin.
Yüreðin Dilruba, yüreðini saklama benden
Yüreðimi bir bilsen
Kanadý kýnalý bir kelebek gibi
O gün ölürdün sevincinden...
Bana gayrý hüzünlü naðmeler aðýr geliyor
Aðýtlar aðýtlar aðýtlar...
Aðýtlara kulak týkýyor göðsüne taþ basmýþ daðlar
Ve þehirler, metropoller
ve tüm kaþelenmiþ puþtluklar
insan kýyýmlarýna susar.
Dilruba, bu öykü savaþý yaratanlara karþýdýr.
Bu öykü dilsiz karýncalarýn onurlu direniþini anlatýr.
Biz yaþayacaðýz Dilruba ! Biz yaþayacaðýz !
Yollarýna gülücükler býrakýyorum, karýnca gülüþü gülücükler
Ve þunu bil ki barýþý sevda bilenler
Güneþ’i sýrtlayýp da gelirler..
Haydi kucakla ! Getir Güneþ’i...
.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Muharrem Nalçacı Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.