Büyüdükçe küçüldü eski çocukluðumuzun masalý
Ejderhalarýn gezineceði bir göl kýyýsýnda yaþarken yürek ülkemiz
Yarým bir elma þekeri hayat ve tatsýzdý nefese çekilen hava
Bir o kadar doðan güneþ þerbetiyle ýþýk saçarken
Saçaklarda sallanan sivri buzlar çürüdü
Her biri yürek ortasýna düþerken tuz buzunda paramparçaydý
Dondu her yer cam gibi
Pencereler kýrýldý kuþlar dondu buðulanan pencerelerin önünde
Düþtü her þey donan serçelerle toprakta ýsýnmaya
Ölüm yaðdý ansýzýn mevsimindeki kasýmlarla
Kýþ biriktiren apansýz özlemler toplarken avuçlar
Toplar damarlar dondu sol pompasýndaki akan nehirleri donduran
Üþüdü ten dondu þiirindeki göl…
Ve turnalara kaldý tüm dualar gidenlerin ardýndan
Kalanlarýn dizleri hep topraðý hançerledi
Kabarýk küçük kahverengi tümsekler hep göðe yakýn kaldý
Uçarken ruhlar irem bahçesine konmaya
Þiirler durgun kaldý sahipsizce
Gece ve toprak hep karanlýktý kalem dökülürken yaðmurla yerin derinliðine.