YAÐMUR VE ANKARA
Bürokratik dokunuþlarýyla aþklarý okþadý Ankara’a
Bulutlarýn isyanýnda dar kaldýrýmlarý ýslatýrken Kasýmlar
Yaðmurda savruldu sarý yapraklar yollara
Kýrmýzý otobüslerin egzozundan salýndý tüm gri hasretler
Geride kalmýþ aþklarýn þaþkýn bakýþlarý çoktan yaþlýydý
Þarkýlarda bir matem Ankara’da bir sonbahar
Kýzýlay’da bir barda çalýnýrken yanýk türküler
Ýsli bacalardan yükseldi dumanlar göklere
Yitip giden sevmelerin üþümeleri tutarken yalnýzlýkta
Yüksek betonlarýn arasýna sýkýþtý söylenmemiþ sözler
Kýþ öncesiydi ve Ankara’ya soðuk yaðmurlar yaðýyordu
Þemsiyesiz gezenlerle ýslanýyordu tüm sokaktaki kediler
Buðulu camlara öðrenciler çizerken iki kiþilik aþklarý
Her durakta bir dolup bir boþalýyordu dolmuþlar
Zaman kanýyorken, kaldýrým kenarýndan akýyordu sular
Mazgallara sýðýnmak kalýyordu eski seviþmelerden kalan anýlar
Yaðmurlarla dolarken tüm çukurlar Ankara susuyordu
Buz gibi çehresiyle caddelerde gezinirken tek baþýnalýk
Üþüyordu tüm duraklar ve gözleri servis bekleyen insanlar
Serin rüzgarlar çarpýyordu zayýf atan nabýzlara ve ince bileklere
Baharlar bilinmez bir zaman býrakýlýyordu yoldan geçerken üþüyenler
Ve sen benden gittiðinden beri
Ankara’ya hep yaðmur yaðdý durmadan
Bu yüzden durmadan dolaþtým gezdiðimiz sokaklarý ve o yollarý
Ve bu yüzden sevdim yaðmurda beklerken seni, saçlarýmý ýslatmayý
Bir kediler anladý seni beklediðimi birde okuduðum þiirler
Ama sen hiç gelmedin yaðmurlu gözlerimdeki duraklara…
Ve anladým ki sen de kayboldun sis çökerken bu þehre
Ben de sen de yarým kaldýk tam da o vakit baþladý Ankara’da yaðmur hiç durmadý
Düþlerken seni durmaksýzýn özledim iþte üþürken seni ...